dört duvar arasındayım
dört karanlık duvar..
yalnızım...
çıkmak istiyorum,
yaşamım, umutlarım ve özgürlüğüm için
sevgiyi, dostlukları alabildiğince
upuzun geceler her taraf zindan içinde
karanlıklar yine zafer kazandı
her şey yorgun ve sessiz, rüzgar bile
bir tek hayellerim yana-döne peşinde
insanlar hep kırılgan, dargın
sabah ilk senin sesini duyarken
dünyam değişiyor sanki...
nasıl da ayrı geçiyor zaman
sen orada, ben ise burada
hasretin dayanılır gibi değil
hep düşüncemin içinde, aklım sende,
vakitlerden iki mart gecesi,
telefonda eski sevdamın sesi.
tam iki koca yıl sonra,
tekrar seninle konuşmak...
depremler, yıkımlar girdi araya,
yine de unutmadım diyorsun
bir ülkede insanlar öldürülüyor
hunharca edilmiş hayatlar
korku ve şiddet, toz duman
dünya sessiz, dünya rahat
bunca kan-revan
bunca kin
Kimsesiz ve 'garip' lerimize yüzümüzü dönmeyelim,
onların da bir umudu belki sizlersiniz,
hor görüp de sırtına bir tekme de siz vurmayın
onun da bu duruma düşmesinde suçu yok
devran-ı çark ondan değil, emperyalizme yana döner
onun gibileridir sağımızda solumuzda çokça
görmeseydim cafcaflı çarşı-pazarları,
beton yığınlarını, şeritli asfaltları,
renkli ışıklı, alış-veriş merkezlerini,
görmeseydim, insanın insana kinini,
doğduğum topraklarda yaşayıp, ölseydim.
Gurbette yollar dolambaçlı incedir
Kıvrıla kıvrıla gider zaman nicedir
Yüreğimi parçalayan bu ne sevgidir
Bu yollarda bir hüzün çöker üzerime senelerdir
Bekler beni annem köy yollarında
bugün içim daraldı
canım çok sıkıldı ve ürperdim
gözlerindeki o ağlamaklı halin
çaresizce çabalayan...
herşeyi öylesine güzel görmen
ve herkese şefkat ile yaklaşman
sana içimden geçenleri anlatamam
yıkık bir şeyler var aramızda
bu yalınız benim, bu benim hatam
mutluluk bizden çok uzaklarda
eğer bir gün anlarsan her şeyi
yani sevgimin gerçek olduğunu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!