“Ey oğul kervanlar geçmiş esmiş yel,
Elimden tutarsan kalbim sevinir…
Kimi görsem bana gayrı gelir el,
Konuşur dururlar anlamam bir dil…
Sana şehit, bana sabret denilir…
Emanet ehline verilir sanma,
Dünya ne haldedir sorma be usta…
Anlarsan büyük söz her lafa kanma,
Uğraşma kafanı yorma be usta…
İnanma sevginle taşıp dolana,
Gözlerin aklımı başımdan alır,
Hasretin bir yağmur her yerde bulur…
İçimde sevdanın gül tadı kalır…
Mecnun çölde yiter, yeşil ot kurur,
Sevgilim hayalin kapıma vurur…
Henüz yola çıkmaya hazır değilim,
Gözlerim görmeye hazır değil,
Süslü vitrinlerdeki kirli elleri…
Korkuyorum,
Ayaklarım gitmek istemiyor daha ileri…
Laf kafayı sıkar emice, dayı…
Hesap kitap bitmez tükenmez sayı…
Şaşırırsan günü, geceyi, ayı…
Dağıtır efkârı yudumla çayı…
İstersen bulunmaz hani getiren,
Dışarıda kar, kış, soğuk bir rüzgâr,
Senin elin üşür, benim yüreğim…
Herkes gülemez ki ağlayan da var,
Senin dilin Üşür, benim yüreğim…
Görürsen bir garip fakir insanı,
Bir sevda türküsü söylesen bana,
Dilinde bir sözün ve hilal kaşın…
Bir ömür yaşayıp doymasam sana,
Yaslasan omzuma o dertli başın…
Ne yazın ne kışın yanıp, donmadan,
Dünyada bir yolcu misali canın,
Kanatlar takınsan uçsan n’olacak…
Mal, mülk, altın, gümüş olsa her yanın,
Bir gün ecel seni yine bulacak…
Tatlara acı veren ölümü bir an,
Bir ateş gibi düştünüz yüreğime…
“Hadi, hadi” sesleri geliyordu utandım;
Bir karanlık madene giriyordum Soma’da,
Bembeyaz örtülerinize ayak basmaktan utandım…
Ağlayın annem babam kardeşim ağlayın
Senin elinde kalem kağıdın,
Yaz gönlüne göre yaz be kardeşim....
Benim alın yazım böyle yazılmış,
Alnıma yazımı kaz be kardeşim...
Ağlasam senden değil, gülsem senden değil...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!