Akşamın gölgesine
Sığın, yüreğin denize renk,
Saçına eller değmeyecek…
Gece bulanık sular, bende
Mehtabın hüzne batan ayları, sensizlik
Keşfetmek yangınlar diyarını…
Düşümde gördüğüm beyazdan aldan,
Ay yıldız bayrağı dokusam sana…
Annenin sırtına attığı şaldan,
Ay yıldız bayrağı dokusam sana…
Nöbet tutan erin yemin sözünden,
Yaşamak ne demek can içinde can,
Kayseri bir inci Yahyalı mercan…
Herkesin elinde değil mi ferman,
Kayseri bir inci Yahyalı mercan…
Düşte gel yollara uğra bir ara,
Canım aşkınla yansın,
Gel Muhammed Mustafa…
Gönlüm hep Seni ansın,
Gel Muhammed Mustafa…
Tükenip bittiğimde,
İlk tebessüm gibi, ilk adım gibi…
Hikmetini Allah bilir, dünya bu…
Ellerin sanki su, tövbe sahibi…
Yaşamak Cennet’te biten bir uyku…
Bir elbise diksen hayâdan, ardan…
Sivas’ın köyündendi Mehmed Nuri,
Ayazındandı Sivas’ın…
Bin dokuz yüz on beşti…
Henüz on sekiz yaştı…
Yazın gözleri yangın yangındı,
Kışın memleket türküleri ile ısınırdı küçücük yüreği…
Kuşların kanadı kırık olmasın annem,
Karda kıyamette kimse kalmasın annem…
Kirpiğin ıslanıp gözün dolmasın annem,
Sevginin yerini bir şey almasın annem…
Öpülesi elin gül çiçek koksun annem;
Jaleler açar ve solar;
Açtığını bilmesen de bilirsin solduğunu...
Şol Cennetin ırmaklarında yunarlar onlar
Ancak temizlenir dilleri yalanlarından...
Ne de olsa korkularından emin yaşarlar
Başlarını çıkarmadan saraylarından...
Işığı eksildi garip dünyanın,
Nerdesin Ey Yunus dön aramıza…
Cennet bile olsa şimdi her yanın,
Yeniden nefes ver bu dünyamıza…
Gel seni çağıran mahzun gönlüme,
İçinde bir yangın gözlerinde yaş,
Üstünde bir garip korku ve telaş…
Sevgini taşıyan bu gönül bu baş,
Adını kalbine kazmış silinmez…
Kırılsın elleri zalimin bırak,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!