Ankara, Sivas’la, Bayburt, Kayseri…
Kalem değil kalbim yazıyor babam…
Gittiğin uzak mı gelseydin geri…
Hasretin bitmez ki azıyor babam…
Hani ellerin ya nerde nasırlar,
Ben seni anlattım, ben seni yazdım…
İsmin sayıkladım adınla sızdım...
Aşk ile hasretin kalbime kazdım,
“Gözyaşın boş yere akar” dediler…
Alnımda güneşin içimde sözün,
Mevsim gibi bir aydır,
Tanklar geçer sokaklarından,
Sağlı sollu hizadalar
Selam durur kelli felli adamlar,
Besbelli ki bir bayramdır...
Ben seni tanımam bilmem ki dersin,
Ben de senin gibi insanım işte...
Derdine bir derman olmam ki dersin,
Ben de senin gibi insanım işte…
Bazı gün gülerim bazen ağlarım,
Yahyalı Ulu Camii avlusu,
Ezan okunuyor hasırlar dolu...
Yüreğim yanıyor tesir etmez su,
Musalla taşında bir ademoğlu...
Yaşı da pek gençmiş ana, bacılar,
Aşk;
Gecenin koynunda parlayan yıldız…
Denizin dibinde saklı bir cevher…
Suskunluğun çığlığı…
Bulutların sakladığı…
Belki Hızır’dır gelen, senin gemini delen,
Belki de duvarını ördüğün çocuksun sen…
Sonsuzluk ülkesine giden sandala binen
Kalbimin limanında gördüğüm, yolcusun sen…
Bembeyaz parmakların abı hayat doludur…
Düşünme öyle derin gül biraz da,
Al götür gönlümü gönlün şen olsun…
Kış bahar geçse de daha var yaz da,
Al götür gönlümü gönlün şen olsun…
Dilin yok kemiği her yöne döner,
Dilin şeker şerbet devir senin sür,
Sokaklar karanlık, isli bir kömür,
Dünya döner durur biter bu ömür…
Kapında bırakma ellerimden tut,
Aşktan başka her şey yalandır unut…
Her zaman yanında sevgiden
Bir çift kanat var senin;
Biri ben biri annen,
Ne zaman istersen uç bebeğim...
Ellerin,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!