Mübtelâ-yi aşk Mecnun, Ferhat mı?
Hani ya bunlar Aşkta serhat mı?
Eski hikâyât âteşfeşân da
Düştüğüm sevda nârdan rahat mı?
Gelseydim dile destan dokurdum
Ayaz vurdu suskun cana
Karlar bile sıcak benden
Ölmek de hoş gelir bana
İncinmese toprak benden.
Yardan ferman var adıma
Nefsi yalak olmuş, mayası el-pençe
Bal tutan eldeki Balları yalıyor
Kendinden bîhaber, Elinde kemençe
Arsızca yağdanlık türküsü çalıyor.
Dayamış sırtını dosta, zülfiyâra
Cenk meydanında Aşk akınında
Gönül nehrinin en yakınında
Sabırsızlanır oklar kınında….
Batası yoktur bugün güneşin
Hedefindeyim bir kemankeşin.
Kim Anlar?
Ne anlar Gamlı gönlü, kalbi mesrûr olan
Hammalı yaşlı gözün, derdi meşhur olan
Ne hâcet cahîme ki yanar şu âlemde
Ay yüzlü dünya ile zihni mağdur olan.
Şahin Yuvasını bozamaz karga
Yükü taşır ancak sağlam omurga.
Sürükler yaprağı esen rüzgarlar
Kök salmış çınara neyler kasırga.
Melekler seher vakti
İnerler de inerler.
İblislerde inilti
Sinerler de sinerler.
Evi beş direkliler,
Gök yarılıp çatlayınca
Kulaklara iner kanca
Boyun bükmek düşer anca
Yerle göğü hak karınca
Kasem olsun zorlu çağa
Mezar başında gülen ihtiyar
Düşünmez misin kime bu ihtar?
Dünya hanında dersin almayan
Âhir cihanda sanma bahtiyar.
Yüzüm ele hep âsude
Yüreğimde siyah benim
Fâniliğin tepesinde
Hızır gözler özüm benim
Hata bende, günah bende...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!