Yıllar önce,
Bir zindan kurdum gönül kal’emde
-Ördüm nefretle, duvarlarını
Dokudum kinle, surlarını-
Sonra
Sararcasına bir yarayı
Paletin kıyısında
Rengi boşa aradım.
Çiçeğin boyasında
Gizliymiş murâdım.
Dolandım çiçek çiçek
Bu aşk değil diyerek beni
Kandırma ne olur ne olur.
Gönlü dağlayan gözlerini
Döndürme ne olur ne olur.
Keşfeyledim sevda şehrini
Silip de Sevaplarımı gönül defterimden,
Yalnızca günahımı sayacak ne vardı?
Hatıralara vurup hançeri derinden,
O güzelim maziye kıyacak ne vardı?
Kokmadı mı güllerim? Aşk denen bağında,
Hak, Levhimde Murâd etti
Aşk sırrına sâbık oldum.
Gündüzünden âzâd etti
Gecesine sâdık oldum.
Zülf-i yârin değdi eli
Bırakma gözlerinle,
Gözlerimi baş başa.
Buz tutan yürek bile
Dayanmaz bu ataşa.
Bakışların bir başka,
Dil-nevâz'a:
Sen,
Ateşten kor gibi
Bu ateşi yüreğime kor gibi
Beni yakan,
Al güzel, beyaz güzel
Ben karaya dargınım.
Canlar yakan naz güzel
Ben yaraya dargınım.
Sılada: hoş tantana
Eşkıya bastı gönül kalemi
Yıkıldı gurur denen surlar
Çeri başları yorulmuş gibi
Bekliyor beni kanlı mezarlar.
Ah o Aşk, benziyor ise şeddeye
Vurdursun alnımı alıp secdeye
Aradım durdum bir can üzerinde
Eren erdi geçti tenden öteye
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!