“Bu sensin” dedi
Vurdukça kayalara köpüren su.
Yitirmiş annesini
Sarp kıyılarında Ege’nin
Gömmüş öksüzlüğünü
Bilirsin geç kavuşur bahara
Büyük çınarlar.
Büyüklüğünce zorlaşırmış
Sevdalar.
Ben, sonbahara yaklaşırken
Kuru dallarım
Kamber tutundu arzu dalına
Ferhat sevindi şirin falına.
Hiç şaşırmasın Aynalar buna
Kerem aşk ile döndü aslına.
Nicesine gönlü ettik şadırvan
Gölgemizden sürur biçenler Hani?
Sinemizi ele ettik bal,kovan
Gönlümüzden şerbet içenler hani?
Vefasızca sözler,Sahtekar özler
Gece, yaşanmaz ki bu demde,
Derdim ve çayım aynı demde
Yudumluyorum.
Kimi neşeyle, dertle kimi
Her bir içişe diyorum ki
Yokluğun var bu şehirde
Varlığınla ket mi vurdun.
Gizemzâdem,söyle nerde
Gökyüzüne taht mı kurdun
Kadîm Çilem, bitmez tasam
Büyülü güllerin bildim fendini,
Dikenin kastını sezdim sonunda.
Şehla bakışlının yıktım bendini,
Zülfün kemendini çözdüm sonunda.
Dalgalandı durdu nev-civân çağı,
Yıkılıyor artık birer birer
İçimde fethettiğin kaleler.
Anlatmıyor şimdi seni
Yazdığım makaleler.
Kalbimdeki son tortularıyla
Son mısralarım sana bunlar
Gidecek sanma hoşa
Söz direğin çürüktür.
Söylenip durma boşa
Eşekte çok söz yüktür.
Suçu yoktur! Çalanın,
Alaca benekli bir küheylandır
Gönlüm;
Tırmanır aşkın büyüceklerine…
Bâbilin bahçelerinde heyelandır
Gönlüm;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!