Senin ki de aşk mı bu yol ayrımında?
Senin ki de sarılmak mı?
Ölüme giden iki dost ayrılışında
Senin ki de ah çekmek mi?
Yavrusunu yitiren ananın yanında
Senin ki de üzülmek mi?
Bir akşam yenilgisi olur
Seni düşlerime almadan önce
Biliyorum güneş yine gelecek sevincime
Bu mavilikler
Bu altın sarısı tarlalar
Bu yollar boyunca akıp giden sular
Ben neyi özledimse
bin yanımdan geçti vermedi kokusunu bir kere
sordular bizden öncekiler
al gagalı bir kekliğe
ötüşünle ne tatlısın da
ölümü çağırır çekersin ayrılığı kendine
kaç yılın unutulmazlığında kaldı zaman
gözlerinde yaşlar
kimin serüveni bu bakış
neden böyle hasta yüzün
gidişlerin mi
dönüşlerin mi yüzünde duran
Belki kalbim kırık
ellerim acemi
ve öylece korkulu titrek
belki uzak
belki mırıltılı
bir ezgi dudaklarımda
Rüzgarım
esip giderim belirsizliğe
öyle kızgınlığıma bakma
her dönüşümden sonra
yine tutunurum dalına
çıkarken beni unutma al yanına
bir durakta kalan son yolcu
gelmek bilmez bir otobüs bekler
elleri cebinde öylece durur
otobüs gelmez
yürekte o lanet ağrı
istese de terketmez
Silinir öfke değil kalbimdeki
Bir iniltili rüzgar geçer dallarımdan
Dökülür sevincimin yaprakları birer birer
Nedir yakalayıp duran bizi
Bu son yaz yağmurlarında
Hüzün verme bana kalbim
ver umut tarlasına başını
git hangi dağ doruğu çekmişse seni
el vur sobele yakasını
kahkahalarını savur gökyüzüne
sınırsızlık burada başlıyor
Geceyi dinliyorum
ağır keder döküyor
daha uyuyacaktım; ki
götürdü elimi alnına
bak bu kan, dedi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!