tütünüm olsaydı keşke biraz tütünüm,
sarıp sarmalar dudaklarıma kordum
ateşi yakışım başka olur tütünüm
dumanında nice sevdaları okurdum,
nice konu komşu gelip geçerdi gözlerimin önünden,
kafiyeler anladı derdimi; zaten bir onlar anladı.
hayat;
gitgide boguyor beni
küskünlügüm dahada artti zamana
her gün yenilmisligim büyüyor;
seni küçültürken gönlümde.
duvarima astigim resmin
bir hikayenin anlatılmayan bölümü gibidir
saat 3:30 civarında söylediğim şarkılar
kaldırım taşları aralarına basmamak için verdiğim çaba
o zamanlarda küçümsenemezdi,
şimdide taktirle karşılanır.
sakin aglama
sen aglarsan düsler ölür
bir kus kanatlanir, kirar kafesini
hasret konar anilara
uykusuz savruktur yüzüm,
sensiz asiktir bu beden.
ne sana kavuşur yollar,
ne ben gelebilirim sokaklarına.
en eski türküler depreşir yalnızlığımda.
sen uzak diyarlara gidersin,
ben kalakalırım seher aydınlığında.
sana gül diyemiyorsam,
sen değilsin aradığım
yollarını gözleyip dumanını çektiğim
kokun değil beklediğim
bana bıraktığın alışkanlıkları bekliyorum.
13.07.2004
yoksulluk öğle işlemiş ki tenine;
ne gelen konvoydan haberi var,
ne de yakında gelecek olan başkandan.
sedece; dokunmazlarsa eğer,
yorgun bedenini dinlendirdiği,
meclis bahçesinin önündeki kaldırımda biraz daha oturabilmek.
olmazmıydı ki
ne vardı sevseydi yani
yani o gün gelseydi
öpseydi beni yani
yani diyorumda olmaz ki yani.
İkimize ne kolay gelirdi
Sevmekte, unutmakta
Ah şu üçüncü olmasa........?
11.10.2005
saçının deniz kokusu aldattı beni
gözlerinde maviyle birleşince
özgürlük sandım peşinden koşanı.
bütün umutlarımı da hayallerimde öldürdüm
ya sen, sen hiç doğmadın ki.
hayatın en acımasız yollarında karşılaştık ikimiz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!