Güller inen allarınan,
Seker serbet ballarınan,
Lale nergis dallarınan,
Gel cananım, gel cananım,
Lale, nergis bal cananım.
Söz deyip geçmemeli, söyledin mi söz söylemeli,
Asr-ı zemin-i zaman da perde perde titremeli,
Dağlar seda verip, yıldızlar kıyama gelmeli,
Kübra’yı Arz-ı Zişan delik delik delinmeli,
Söyledin mi söz söylemeli yoksa sukut eylemeli.
Can-ı canan ile cananın can-ı teninde buluşmak,
Ol isteğin değilmi yar! Yar yolunda yare kavuşmak.
Badı sabahlarda esen yel olmadan,
Yâd-ı ellere karışıp el olmadan,
Gönül pınarından coşan sel olmadan,
Durma gel gayri bekliyorum an-be-an.
Seyyareler gibi seyyale dönmeden,
Suyu bey gibi beyden, hamuru sultan gibi sultandan ola ki,
Cihan-ı aleme ya şah-ı cihan, ya sultanlara sultan ola.
Ölüm yok oluş değil
Varlığa açılan kapı
Karıştırmadan sapla samanı
Tedbir almalı yutmadan hapı
Tekbir üstüne tekbir alıp beklemeli o anı
A dost! Tende canım yandı,
Gör gördüğün leyle sandı,
Dost ateşine yanarken,
Serap-ı hayale kandı,
A dost! Sensin benim derdim,
Bulut olup ağmaz mısın?
Şimşek olup sağmaz mısın?
Can çekilir toprağımdan,
Rahmet olup yağmaz mısın?
Bitmek bilmez oy geceler,
Bir gecede ay geceler,
Can Öz canım bilir isen,
Ömre bedel say geceler.
ellrinize sağlık
Ant10 puan
Hocam kullandığınız türkçede yazdığınız her dizede Osmanlı havası var sanki.
En azından ben öyle hissediyorum.
Tebrik ederim özellikle şekil açısından bu kadar güzel şiirler yazıp da anlamı kaydırmamak gerçekten yetenek işi.
Sn.Kalemdaşım, bir çok gruplarla iletişiminiz var.Bu Sizin için sevindirici ve büyük başarı! Şiirlerinizin deyiver hepsi de 'populer'... Ama, bize de bir el uzatıver! ...
Sevgi ve saygılarımla: Lâtif KARAGÖZ
...