Var mı ayıbı günde bilmem kaç kez görsem
ki nerde?
Sesini duysam bir milyon kere
nasıl olduğunu bilsem de nafile!
Çöl gibi çekiyorum varlığını içime.
İnsan bu kadar mı aç olur?
Hiç kimsenin bilmediği, kendine bile
itiraf edemediğin o gizemli diğer yanın,
bir yudum sevgiye, bir parça şefkate aç,
bilirim ateşli dudakların bana muhtaç.
Bazen sersefil, perperişan o hallerini,
Henüz yeni bir mesleğe ilk adımı atmış bir köy öğretmeniyim,
Düşlerimin o gizli dünyasında terkedilmiş adını bile bilmediğiniz,
bu köyde kendime bir yaşam kurmaya geldim bin bir hevesle,
Sana meyil edende, suç değil sende,
Çırpınsın dursun gönül altın kafeste,
Yokluğunda yalnızım, yanımdayken de,
Ektiğim tohumlara kırağı vurdu,
Sevdan güneşten yoksun, ekin vermiyor.
Kanat takmış göklere uçar gibi,
Gönlüm şen, esen deli rüzgar gibi,
Kul olmuş cemaline tapar gibi,
Geliyorum aşkla aç yüreğini.
Karanfil nefesini koklar gibi,
Ruhumun bir eşi başımın tacı
Gelmezsen dinmiyor içimde acı
Bir sana tutkulu, sana duacı
Bahara merhaba, elveda güzün.
Dilim hep sakınır kederli sözden
Biri olmalı hayatında misal bir seher vakti
bir türkü göndermeli ruhuna şifa diye.
Alıp götürmeli seni şöyle kırlara doğru
kederi, acıyı silip bir hamlede.
Ekmeğine katık ederken soğanı
Bozuldu mu diyorsun?
Dün telefonda,
Büyü bozuldu mu?
Tutkunun yanan ateşi,
Hazların en şahanesi,
Yaşarken mi içimde?
Benimsin demeye dilim varmıyor ey canımın bir eşi,
gün oldu yerlerde süründü bu biçare gönül, sahiplendim
bilmeden ne varsa içimde dışımda bana yakın olan.
Sonra bakınca şöyle derinden, benim olan her şey
aslında benim değilmiş, gördüğüm o bir tablo.
Bazen sevesim var seni delicesine
bazen tek kalemde silesim.
Yok ortası, ucu, kenarı
olsa yüreğinin arı, hayası
olsa eskisi gibi olurdum korkusuz
şimdi öylesine susuz sana yalnızlığım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!