Önümüzde gerili ip, dolanırız
Geçmek için görünmeden
Yolu uzatmalarımız.
Tam dolar bir hava
Kendimizi buluruz
Konuşurken karşıdaki telefon
Kapanmaz, kalabalıktır.
Kapanır radyo, tv
Düşlerse uykusuz gecede
Birden laçka bir musluk.
Böyle kalacak
Sahipsiz, açık
Örtmeye üstünü
Vaktimiz olmayacak.
Düşünmek bile suç
Yaşarken, ölünce bilmesin çok kimse
Taşıtlarda bilet
Kime kesilmişse - -
Herkesin kendine ölümleri.
Sarılsa, saklansa nelerdendi
Küçük ahşap bir dizi evlerdi
On yıl önce o sokak.
Sonra geniş caddelere çıktık
Apartman - - sizden uzak.
Çocuklar orda büyüdü
Kaynaşır birbirine gün olur zamanlar;
Geçmiş,gelecek birleşir tek kesitte.
Sanki ilk kez yaşarız yaşanmışı dünlerde
Ya da başlar ansızın ta ilerde olacak.
Çağırır gerilerden bir değişim ilk aşkı:
Sen benim engelimsin beyaza.
Yaparım yıkılır,
Saldıran sularda silinen
Kumdan kuleler deniz kıyısında.
Sen benim düşmanımsın değişen,
Çarşılarda birşey
Biz pek aramazdık çocuklar olmasaydı
Kasaplarda manavlarda bazı yorgun kadınlar
Hep de tenha saatleri seçerler
Sonra yavaş bir sesle
Yanımdan geçerken bir tuhaf baktı,
Arzulu ve davetkardı mutlak.
Bense neden sonra farkına vardım,
Böyle işler bizden ne kadar uzak.
Şimdi -
Sökülende bir çadır
Yaklaşırken çıngırak
Deve boyunlarında
Kulak çınlamaları.
Önünde, uzakta alıştığın sofra
Behçet Necatigil tabiri caizse şiirimizin ordinaryüs profesörlerinden. Edebiyatla çok içli, dışlı bir insandı. Edebiyat onun tam anlamıyla hayatıydı. Böyle bir şair, bir daha dünyaya zor gelir.