Sıkıntı süzgecinden geçmiş gibi
Kaydı olmayan fırtınalardı gençlik
Her mevsimde bir ilkbahar aradık durmadan
Nefes nefeseydi ömür yokuşlarda
Adresim bile yoktu bahçemde
Aşk ne demek sevda nedir bilene
Sorgu sual bile düşmez dediler
Baktılar ki kimse almaz eline
İşin aslı pek değişmez dediler.
Bu işlerin mektebi yok biliriz
Sevdanın ışıklarıydı sunulan
Aynanın mülevven yüzünde
Biz ikimiz
Parlak yönünde
Kalplerimiz bulunurdu
Kıvrım kıvrım akarken pınarından gözyaşım
Aşkın hicran rafında dizilmiş hatıralar
Tarihin sevdasını sandım ki benim yaşım
Leyla ile Mecnun’a yazılmış hatıralar
Geçmişte iki âşık sevdanın deryasında
Sevelim sevmeyi sevmekten öte
Düşmana düşmanca bakmak bile zor
Kötü söz söylerken sövmekten öte
Hiddetten bir ateş yakmak bile zor.
Bir kere eserse nefretin yeli
Kocaman gönül bağları vardır,
Yeşillikler içinde koyakların..
Toplanır demet-demet..
Kızarmışlarını seçersiniz sevginin,
Satarsınız bol-bol..
Kapış-kapış gider.
Muhabbetle var edilmiş şu âlem
Başka elin karışması ne mümkün
Hem sualde hem cevapta tek kalem
Karmaşıkken ayrışması ne mümkün
Nakış-nakış işlenmiş bak ne varsa
Ağlarsın belki de ağlayışına
Gülmeye çok önem vermiş gibisin
Nefret et karalar bağlayışına
Ruhunda faydayı görmüş gibisin.
İçinde nefrete karşı bir nefret
Gücün yetmez zamana durdurup inemezsin
Günler gider gün gelir bakarsın gelmez olur
Şu zaman kaçıp gider durdurup binemezsin
Ölüm, ölümden sonra bakarsın ölmez olur.
Neş’e-keder birlikte gönüllerde kurulmuş
Hem hayırla hem de şerle yüz yüze
Bir meydanda şeytan ile buluştuk
Cihat için kapışalım gel düze
Dedi amma birbirimize alıştık.
Şeytan gitti benim nefsin hoşuna
Üstadım kaleminize, gönlünüze sağlık.
Sizi okumakta zevk alıyorum
Sağ olun
Var olun
* Saygıdeğer büyüğüm Bedri Tahir Adaklı üstâdımıza aşağıdaki şiirimi antolojide seven tüm dost ve arkadaşları adına ithaf etmekten mutluluk duyarım. *
Saygıdeğer Büyüğüm BEDRİ TAHİR ADAKLI
Dostluğu mutlu eden,mütehassis insandır
Onun hep kullandığı çok tatlı bir lisandır
Önceden ...