Bakar ama göremezdi,
Bir gönüle giremezdi,
Girse bile sevemezdi,
Kördü işte gözlerim...
Ağlardı gece günüme,
Bırak bir kez daha açsın,
beyaz papatyalar...
Bir kere daha koparayım dalından,
acıtmadan...
Fal açayım belli belirsiz geleceğime…
Altıyüz sene, üç kıta boyunca,
Yurduna yurt katanlara koş gayrı,
Yazıldı, yazıldı tarih boyunca,
Okunmamış destanlara koş gayrı…
Bir sor hele kim oynadı, kim yazdı,
Aşkımızdır malum konu
Vardır elbet bunun sonu,
Yüreğimden bende onu,
Bilem dedim bilemedim…
Doğar idi közlerimden,
Yakar durur derinden hasretin nice beni,
Yürek yanar yad ellerde üşütmez gece beni,
Sandım duyarsın her an olsa da hece beni,
Sensiz, sessiz, karanlık gecelerde saklıyım...
Sesim yakından gelir, uzaklarda arama,
Aradım seni, bazen batı bazen doğu,
Yürüdüm durdum gah-ı eğri gah-ı doğru,
Uzatsam da ellerimi ben sana doğru,
Ya kör oldun ya bakmadın sen yarim...
Ne tanıdık bildi, ne yad’a sordum seni,
Uzaklarda arama,
Bir bülbüle sor beni,
Güle aşık divane,
Bir bülbüle sor beni...
Uzaklarda arama,
Nasıldır tarifi aşkın sevgili?
Bıyığı sarartmış,
tutan parmakları sarartmış,
Doyasıya çekilen sigaranın,
Uzun uzadıya ciğerden salınan dumanımı,
Yoksa asıl aşk,
O sahilde oturup seyrederdik denizi,
başımızın üzerinde dönen,
güvercinler kıskanırken bizi...
Mavi gök ile mavi deniz birleşirken ufukta,
kızıla çalardı,
Gözüm açtım gurbet elde doğmuşum,
Ne yurt ne sılada, lakin yokmuşum,
Sadece bir yerde bildim çokmuşum,
Turnam ondan bana, bir haber getir...
Halen salınır mı esen yellerde,
Kimi şiirinde, insan yüreğini yanlışlıkla düşürdüğünü, şairin o kayıp yüreği bulup şiir ile geri iade ettiği hissine kapılıyor insan, yitirilmiş yüreği buluyorsunuz yada yitirdiğinizi sandığınız yüreğin yerinde olduğunu farkediyorsunuz. Şiirleri okurken kimi zaman başka bir evrenin içinde buluyorsun ...