Nerden haberim olacaktı benim,
gülden, bahardan...
Kendisinden başka canlı olduğunu bilmeden,
yaşarken köhne dünyamda...
Bu yetmezmiş gibi hiçbir yeşilliğin barınmasına izin bile vermeden,
kurumuş çöllerin kumları ile kaplı bir yürek taşıyorum göğsümde...
Böyle söylenecek, bunu böyle bil,
Adını aşk koydum, sevgili senin…
Bir tek lisanım var, bilmem başka dil,
Adını aşk koydum, sevgili senin…
Gözlerin goncanın, sanki kopyası,
Ben gelirim sen gidersin, durma yar...
İşte yürek işte beden, vurma yar...
Ne alimden ne hekimden, sorma yar...
Güneş doğar, sen gidersin, can gider...
Açık gözler göremem ki, nerdesin,
Başım çağlar dert ile,
Ne yapsam da nafile,
Gitti gider kafile,
Giderim bu diyardan yolum uzundur benim.
Yolum dolu taş ile,
Ayrılık zamanı geldi de çattı sonunda,
Hadi ne duruyorsun dön arkanı ve git…
Git…
Ardında, bir savaşçıyı silahsız eli kolu bağlı bırakmaya,
Soluk gönüllerin bütün yükünü de çekmeye cesaretin var…
Sinemde saklarım, o nazlı yari,
Gidenler yerinden, gelmiyor geri,
Yakışmıyor ama buradır yeri,
Beyaz bir gül sevdi, yazar başımda…
Derdi çoktur seni, yönüne katar,
Yağmur yağar, coşar gönül, sel olur, çöl kalır,
Eser rüzgar, şaşar gönül, yel olur, toz kalır
Kar yağar, aşar gönül, çığ olur, ak kalır,
Bahar, çiçek, papatya, ne yazık ki el bana...
Yol kenarında soğuk taş olur bakılır,
Kötülüğü dermezmişim,
Bakar ama görmezmişim,
Pek de fazla bilmezmişim,
Okur idim yaz dediler…
Bu inişin sonu yokuş,
Korkum yoktur özüm doğru,
Yolun sonu yakın işte,
Yalanım yok, sözüm doğru
Gelen gelsin, bakın işte...
Kimi doğru kimi yanlış,
Bir koku sanki ruhumu delen,
ve bir şeyler anlatmak ister gibi,
buram buram...
Sevdasını, hasretini,
açar her özlemde,
Kimi şiirinde, insan yüreğini yanlışlıkla düşürdüğünü, şairin o kayıp yüreği bulup şiir ile geri iade ettiği hissine kapılıyor insan, yitirilmiş yüreği buluyorsunuz yada yitirdiğinizi sandığınız yüreğin yerinde olduğunu farkediyorsunuz. Şiirleri okurken kimi zaman başka bir evrenin içinde buluyorsun ...