14] İki etnik bağ içinde görev eşleşen totemin sağlayışlarından iki ittifakçı grubun da faydalandığı bir kardeş eşilme yoluna gidilirken; yine bir kardeş eşme yolu olan karşı ittifakı totemden olanla cinsel birlik sağlar olma yolu ile kardeş eşilmeye de gidildi. Bu ikinci yola, kimin kimle cinsel ilişki kurabileceğine dek olacak yasak ve meşruiyetliği yine tabu, beliriyordu. Bir A toteme ait etnik birlik, ancak ve ancak bir B toteme ait grupla cinsel ilişki kurabilirdi. Yine ha keza bir B toteme ait üye de bir A toteme ait grup üyesi ile cinsel birlik sağlayabilirdi. İşte bu hal, farklı etnik aidiyetten oluş hem birleşmenin, hem de ayrı olmanın tabusu idi. Bu nedenle, kişiler asıl aiti totemlerini bilmeleri gereken bir kimlik eşilme idi. Kişiler kendi ana totem muskasını boynunda taşımalı idiler.
Yine ha keza bağ dokulu gruplar koalisyonu ile aralarında bağ olmayan grupların tabu haram helali farklı olma özelliklerini koruyordu. Örneğin; Musevilerin kendi aralarındaki deve haramı aidiyet ilişkisi, Sami Arapların helali idi. Arap’larında domuz yasağı, Yahudi etnikçi yapısının bir meşruiyeti idi. Yani ayrı grupların birbirine benzememesi, birbirinden ayrı olması; grup üyeliğine değin bir aitlik ve kimlik taşıma ayırt ediciliğidir.
Bu iç ve dışa değin kimliklime grupların hem ayrı coğrafi yerde olmalarının tecridinden dolayı, hem de kendiliğinden iç şartlarla (koalisyonlarla) şekillenen bir durumdu. Yani farklı aidiyet çeşitlenmesi, bir başlangıç belirmesinin esası idi. Koalisyonlar birliği zorlarken, sosyal hayat ayrı edici, ayrı olmanın yaşantı aşmasını zorluyordu. Ve başkasına benzememe ve ancak kendileri gibi bir örnekçe olmanın, etnik yapıların; tabucu zorunluluğudur. Bu günkü sosyal yapılı kültür inanç aşması içinde, eski sosyal birlikler dönemi aidiyetçe uzantıların olduğunu görebilmek, kısmi aydınlanmanın esasıdır.
16] Birey adı, statü sel ve belirgin olamayınca, grup-topluluğuna değin, aiti olma ve bu topluluğun çeken kabulcü anlayışları ile saygınlaşırdın. Topluluğa ait olan tabu sal, kimliği kişiler kimliği idi. Kimliğin tüm elliği aidiyet eşmenin zorunluluğudur. Oysa amaçlı eylem sellikler giderekten, birey tekilliğinin de belirtisi oluyordu. Bu da, o yaşama denk düşen birçok nicel enir olan gerçeklikler içinde idi. Girişen etnik yapılar da, bir birine göre, aşağı, yukarı; yer, gök; insanları olarak ad alacaklardı.
Bu tür yeni girişmelerin tekilleşmesine filtre ve fren olacak dirençlime; gide gide eski etnikçi aidiyetçe olanların, daha bir canla başla savunulur olmasını tetikleyecekti. Yeni olan, eski ve alışılmış olanı, daha da saygınlaşır, dokunulmaz yapacaktı! Böylece etniklik, karşı konulup tartışılamaz bir güç gibi oldu.
Başlangıcın kendiliğinden sağlayıcı girişmeleri, kutsal kılınmıştı. Girişme grup eksenli davranışlardı. Herkese şamil grup davranışı idi. Grup insanlarının sosyalleştirilmesi, bir zamanlar kendiliğinden ortaya çıkmıştı. Gruba değin davranışlar dalgalanması, şimdi; yeni olan birey eksenli girişmelerine karşı direnç eşmenin, seçme ayıklamaya dek, ilkeci kutsallığına bürünüyordu!
Bazen
Gün olur, alır da başımı
İliklerime kadar ıslak
Yağmur tutsağı
Çarşambanın gelişi
Perşembeyi bilmiştir
Öperim,
Gözlerinden çocuk.
Annen gibi!
Gönüllerde sevdaları
Bitirmeye değil, çocuk,
Annen müşfikliğinde...
Biten bitmiştir de
Ya başlayan sevgili...
Kül üzerinde köz daha sıcak
Ne yazık ki her bakış ışıtmıyor
Çok cüppe var, kubbe içinde
95] Dünyanın, Dünyadaki günün bilim ve teknolojisine dek, bilgi birikimi ile geliştirilen, bir araştırma ve geliştirmelerine değin giriştirilen ekonomik politik süreçleri vardı. Kapitalizm, sosyalizm, komünizm, liberalizmi ve daha niceleri gibi pek çok sistemsel süreçlerin her biri, zorunlu olaraktan, ayrı ayrı disiplinleri ön görür olan bu kabil anlayışlardı.
Bunlar, bir okur olmanın ve güncel olmanın tutumuylan değil de; geleneklere, göreneklere, inanaçlara değin at gözlüğü ile irdeleniyordu! Okur güncel düzey ve düzlem birikimleri yok sayılıp inanç boyutuna indirilip süzgeç ediliyordu! Böylesi ucube kritizeler eşliğinde kör dövüşü ortaya çıkıyordu.
Bir ekonomik sistemin karşısına, başka bir ekonomik sistemin girişir akıl gücünü çıkartmak yerine, dini çıkartıp, haldeki ekonomik sistemin ve düzenin muhatapları; peygamber, Allah, din, iman gibi sanal söylemler oluyorlardı! Tüm tartışmalar toplumsal bilinç olmak yerine, sonuçta hiçbir şey çıkmayacak olan sosyal gelenekçi kültürün tartışılması oluyordu.
Şiir gibi severim seni,
Kadın şiir.
Şiir adında,
Bir yanın var kii, kadın
Şiir tadında.
Tamamımsın kadın,
Hışımla gittiğimizde
Yaşlı kalıp
Derinlikle duyup beyazlanan
Hep onlar
Başarısızlık kızmalarımızla
Güzel dosta...
Gözlerimi sev şair, gözlerimi
Tütün acılarından yumulmuş
Biraz tuhaf gelebilir ama
Mevlayı görmüş
Kişi, zannından matuftur;
Karşısına, kılmaya zan.
Kişinin, zannında ola ki;
Karşısındaki, zannından matuf.
Kişi var, irfan özlü, istemez;
Söz söylemek önemli değil; sözü bilinçle söylemektir önemli olan.
Sayın KAYA vurgulamalıyım ki gerek şiirde ve gerekse öteki yazınsallarında sözü,etki gücü yaratacak bir keskinlikte kullanmasını bilen ender kişilerden biridir.
Şiirini okurken sözcüklerin,kendi sözlük anlamlarını da aşarak ...