Bayram Kaya Mucur/ Kırşehir 1950 -
Nüfus kayıtlarına göre 19.02.1950 Yılında Kırşehir ili Mucur ilçesinin bir köyünde doğdu. (Denilene göre üç yaş büyük yazıldı, bu nedenle nüfus kayıdına göre dendi) .
İlköğrenimini Ankara ili, Kızılcahamam ilçesinde tamamladı. İlköğrenim sonu sınavları sonucu 6 yıllık, Ankara ili, Hasanoğlan Atatürk İlköğretmen Okulu'nu kazandı (1965-1966) . Altı yıllık eğitimden sonra; 1970-1971 öğretim yılı sonunda mezun oldu. 1971-1972 öğretim yılında sınıf öğretmeni olarak göreve başladı. 1987- 1988 öğretim yılın ...
Sevdalarınca sevilip, sevinemedin
Yazlığına kurulup, yatın ile gezmedin
Şiş göbeğini saunalara serip
Artistik pozlarla, sütun, sütun
Top koşturmalarla, alım, çalım yıldız
Şöyle bir tanınıp halkın gönlüne girmedin
Hileyi zarda, ağlamakla sırayken günüm
Yar sinesinde, vuslata pahayla geçti ömrüm.
Ufki abada, erimlenmekle idi, şu günüm
Elimdeyken su, serabı ile geçti şu ömrüm.
Toplum için ser olup
Bir şafak atımında
Bir gün batımında
Seni anımsarım çocuk.
Erdemli dim dik başınla.
1-] Bir sosyal birlik yapı içinde olmayan insan gelişemez. İnsanın sosyal birlik yapı içi ilişkilenmesi (aidiyeti) insanın topluma gidecek sürecinin temelidir.
İlk sosyal birlikler aynı klan kişilerinin bir organ el oluş ocaklığı nedeniyle, bir anlamda süt (kan akrabalığı) kardeşliği ilişkisi içinde kardeştiler. Diğer doğuran klan üyelerinin sütü, kendisini doğuran kadının sütü gibi idi, de. Böylesi bir geçişme düşünü öznelliği ve yaşanması var olmalıydı. Aynı sütü emme, ilk sosyal birliğin cinsel ilişki kurmasının da cevazı olmalı idi. Ki başka sosyal aidiyetle ciması yasaktan bir tabudur.
Aitlik sosyolojik birimlerin, kendi içlerinden çıkıp, kendi dışlarına yansıyan ve dıştan insana, sosyal çevre olaraktan etkime yapan, bir iç dış girişmesidir de.
Bölük pörçük,
yarım yamalak.
Kuş lokması,
hayal ekmeğim.
Kanat çırpar,
Umarım vardır
Zahirin de ahiri.
Tanırım vardır
Yapıların mahiri.
Bırakın sıkıntılara
11]Kişilerin tutum ve davranışlarını, din gibi gösterirsek yanlış yaparız. Olayı kutsallık havasına bürür, yanılsamalarımızı olgulara katarsak, çokça hata yapmış oluruz. Nesnel olanın yasallığının inanç olaraktan Tanrı muktedirliği dışında, karşıtlaştırırsak; yanlış yaparız. Yanlış olan da, budur.
Kurtuluş Savaşı Öncesi Esnası Ve Sonrası konulu yazımı, Atatürk sevgisini işleyen şiirime yorum olarak gelen düşünce ve mütalaalarını, burada alıntı cümleler şeklinde işleyerek, yapılandırmaya çalıştım.
Toplum hafızasında, nesnel koşuların oldurduğu, gerçek kişilikler ve kimlikler; ya az bilinirdir, ya da hiç bilinmezdirler.
Temel adım, yurdun savunulması için milli mücadele yapmaktır. Bu herkesin vakıf olup, etrafında genel ekseriyetle kenetlendikleri, meşruti bir haldi. Bu amaç etrafında; dinlisi de, dinsizi de ve kimi azınlıklar da örgütlenecekti. Ancak bu tutkunun güncel değerlerle eksen edilmesi çok önemliydi.
Gazinin çevresindeki heyetten olan kişilerin, Gazi Hareketi çevresinde oldukları zaman dahi 'geleceği planlar olma' ve bir 'ulus yaratma' bilinçleri hiç yoktur. Gazi'nin, askeri deha konum sıfat özelliğine inanarak, Gazi'nin çevresinde, padişahı ve saltanatı kurtarmak için mücadele gönüllüsü oldukları pek açıktır. Bunu Rauf Orbay’ın ve heyetinin, Padişsh Vahdettin karşısındaki bir kabul sırasında, padişaha sunduğu bağlılıklarını deklere eden söyleminde de, bu durumu apaçık görmek olasıdır.
Bu tür fevri ve hissi anlayışlar, devlet olamanın, devletin kurumlaşma kurallarını bilgi olarak tam ikmal edememenin, bütün yanılgılarını taşımaktadır. Bu yanılgı kişileri inanç ayrımcı tutar. Bu yüzden kişileri düz mantık çıkartışlı yapmıştır. Hâlbuki siz, böylesi bir inakçı anlayışla, Kurtuluş Savaşı oluşturulması esnasındaki, din adamı alimlerinin vaazını hiç dinlememiş olup da, öz hareketin içine katılan; dinsiz yâ da gayri Müslimlerin bulunmasını, bunların bu mücadeleye katılma hareketini, nasıl okuyacaksınız?
Söz söylemek önemli değil; sözü bilinçle söylemektir önemli olan.
Sayın KAYA vurgulamalıyım ki gerek şiirde ve gerekse öteki yazınsallarında sözü,etki gücü yaratacak bir keskinlikte kullanmasını bilen ender kişilerden biridir.
Şiirini okurken sözcüklerin,kendi sözlük anlamlarını da aşarak ...