Bayram Kaya Şiirleri - Şair Bayram Kaya

Bayram Kaya

Bir yüce! bir cüce.
Kompleks bunlar.
Bilir izde yine selamdayız
Gücün güce.

Alkışların bini bir sesli

Devamını Oku
Bayram Kaya

Sarıçiğdem baş uzatıp
Kırın çiçeği koktuğunda
Kokular duyguya karışıyorken
Beni düşün, emi?

Bir iç ezikliğinde

Devamını Oku
Bayram Kaya

B- "Cumhuriyet kuruluncaya kadar, direniş veren efeler, toplumun direniş ruhu kimliğini kullanan kuvvayı milliye taraflıları, Cumhuriyet döneminden sonra sanki tavır değiştirmişler, sanki geçmişte bunlar hiç olmamış gibi anlatmaları karşısında, insan olarak, düşünen olarak, tepki gösteriyorum." Denmesi ne kadar haklı bir söylem olurdu? Bunlar kıt düşünmelerin, sistem yerine olayı tartışanların ifadeleridirler.

Bu en cahil söylemdir. 1000 yıldır halkı ümmetçi yapı içinde tutuluşla, ümmetçi bir mantıki anlama ve anlayışlarlan oluşturduğunuz insanlarınızı ulusal bir davete buyur ederken: insan hakları beyannamesi ile ya da izafiyet teorisi ile veya evren sel ilkelerlen; ulusal birliğe çağıramazdınız. Ümmetçi anlayışa göre mülk, Allah'ındı. Mülkün sahibiyetliği, Allah eli ile padişahındı.

Tehlike altında olan mülkün, tehlike de mi, yoksa tehlikede değil mi, olduğunun kararını da; mülkün savunulmasına ilişkin çağrısını da; din (şeriat, tanrı, tanrı adına halife olan padişah) yapardı. Halka yurt ve mülk sevgisi, bu ümmetçi semboller üzerinde kavrattırılmıştı. Halkta genel olaraktan ancak bu sembollerin çağrısı ile harekete geçiyordu. Halkın direnişe, bu semboller üzerinde çağrılmasından doğal ne olurdu ki o günlerde. Zaten aksi de, muhal olurdu.

Devamını Oku
Bayram Kaya

Karar kılınmışlığın uzağında
Ahvalde abada uzanan
Şöyle bir uğradığımda
Alımlı nazlı
Gönül tutuşturan
Bağır fırtınası

Devamını Oku
Bayram Kaya

1
Akılla buluşma,
Yürekle uyuşma.
Duygusuna
Bulgusuna
Uygusuna.

Devamını Oku
Bayram Kaya

Yok sanmaca


Cüz içinde kurulur tuzak.
Anlamdayken, anlamdan uzak.
Dün ile sorulur sizden!

Devamını Oku
Bayram Kaya

6]Hilafetle peygamber vekili oluyordunuz, peygamber de Tanrı vekiliydi zaten. Böylece gelenek; hilafetin, Tanrı adına toplumu ve halkı yönetebilmesi idi. Burada, Tanrı kararlarının karşı çıkılmazlığı vardır. Sizin kafa yormanıza gerek olmadan, hazır değişmez güvenli reçeteler vardır! İtirazsızlığın, rahatlığı ile kolaycı yönetme vardır. Siz de halifelik yolu ile bu hilafeti ne güzel sürdürüyordunuz!

Böylesi bedbaht, nice direnişleri; ne yazık ki Kurtuluş Savaşı'na değin, amaç doğrultusunda, tarifsiz emeği olanlar sergiliyordular, Karabekir'ler, Ali Fuat'lar, Rauf Orbaylar vs. Bunlar tüm süreci, sindirip kavrayamamışlar. Kurtuluşun felsefesi yerine, hilafeti amaçlamışlardı. Ama o zamanın seçerliği ile olanakların el verdiği ölçüde, görevde bulunan, tabiri caiz ise, bu kumaşla yeni biçimli çıkaracağınız giysinin, ayak basacağı öznel envanterler, olacaktılar.

Böylesi bir seçme ayıklama girişmesi içinde Gazi de, Osmanlı envanterinin sahip olduğu olanaklar içinde var olan icraatlarının bir seçilmesi olmakla diğer mümtaz kişilerle eşdeğerdir. Ancak İstanbul’un ve Anadolu'nun işgali ile başlayan yepyeni sürecin ve konjonktürselliğin parametreleri bu tür sıradan sunumlar içinde, sadece Gazi'deki farklı denk düşerlik fonksiyonelliğini seçtiği de bir apaçık gerçeklik ve oluşumdur. Diğerleri ise adeta, düzlemsel kusurun yer ve zaman içinde, yarara döndürülüşüdür.

Devamını Oku
Bayram Kaya

Çünkü insanın eylemselliğini artıracak oluşumu, artık zamanı ve avlanma kolaylığın daha az kişi ile av yaparlığını, bu mızraklı hüneri sağlamıştır. Ve tekerlek bu temelin ilerleyişi sonucu, toplumsal yapının kurulup işleyişi ile meydan almıştır. Değilse sanki insanlar uygardı da, tek sorun bu uygarlığı uzak yerlere tekerlekle taşıyarak tanıtmaktı, gibi bir zorunlu kıt olur bir yanılgıya düşeriz. Mızrağın avlanma ve güvenlik sağlamayı kolaylıkla üretir olması, toplumsal üretişin de temeli olmuştur. Paralelinde av yaparlık ve toplayıcılık sürerken, çobanlık ve tarım üretimi de uç vermeye ve evirilmeye başlamıştı. Bunlar toplumu ve toplumsal yapıyı belirledi. Tekerlek bu yol alışın zorunlu gelişmesidir.

Özgürlük söylemi halksal yaşayışlarla, inançlara temel yapılıp, en çok karıştırılıp istismar edilen sözcüktür. İnanç temelde soyut ve özgürce bir tıkanış tutumudur. Bu hiç bilinmez. Kendini sınırlayıp taşamamadır. Sizin, hiç bir inanmayı belirleyip, düzenleyemez oluşunuz katkın olamayışınız tıkanmanın kendisidir zaten.

İnançlar belli bir gözlük taktıklarında dolayı, beli bakışı zorunlu kılarlar. Zaten özgür düşünememenin, özgür olamayışımıza, kendisi; bir nedendir. İnanmayı, özgürlük olarak tanımlayarak, inanç özgürlüğü denmekte! Somut deneysel olmaması, herkesçe aynı kabul edilmemesi, değişmez ve zamanlar üstü olması gibi olumsuzlukları da cabası.

Devamını Oku
Bayram Kaya

1

Yalan var yalan
Bir kapatıp açtım gözümü
Talan var talan
Akşamdan sabaha

Devamını Oku
Bayram Kaya

Sıkılı dişi korkunç,
öfkeli.
Issıracak it dişini göstermez,
tevekkeli.

Boynu torbalı dolaştırılır,

Devamını Oku