Evrenin sırları bedende saklı,
Onu ilmek ilmek dokuyan vardır.
Çözemez bu sırrı insanın aklı,
“Elif,lam,mim”diye okuyan vardır.
'Ol' emriyle 'Hu' der ilkin yürekler,
Bir başka yaşanır hasret
Gurbet akşamlarında.
Hasret türküleri,
Kara saplı bıçak gibi saplanır
Yüreğine insanın...
Karanlık aralanırken bir şafak vaktine,
Güneşi alacağım avuçlarıma.
Bitimsiz gecelerin ayazında
Topladığım yıldızları,
Taç yapacağım alnına,
Oy gülüm…
Molla Hüseyin oğlu Mehmet,
Torul’un Harıt köyündendir.
Takıroğlu Kadirle aynı emsaldir.
Asker olurlar on sekizinde.
Ve Veli oğlu Ali
Kafkasya cephesinde,
Güneşin türküsünü söyledim dağ başlarında.
Alevden örülmüş saçlarına tutundum,
Zehrini içtim zifiri karanlığın,
İçimdeki sevgiyi büyüttüm
Yarınlara koşarken…
Geceleyin gökyüzündeki yıldızları sayarım.
Gündüzleri de
Ağır veya aceleci adımlarla
Sokaklardan geçen insanları....
Yüzlerine bakarım fark ettirmeden.
Her zaman yalnızdır
Işıltılı kentin ışıkları,
Uykusuzluğa tutsaktır gözler!
Yalnızlık ürpertici,
Buz keser uçuşan gri düşler;
Yerlere düşer
Ateş renginde toprak,
Gökyüzünde tunçtan kale,
Ağır bulut katmanları!
Kıyameti işaret ediyor
Akşama yakın bir zaman kesitinde…
Bir damlacık yaş olsam gözlerinde,
Islatarak uzun kirpiklerini,
Yorgun yıllarımı bıraksam,
Hüzünlü bakışlarının ardında!
Süzülerek aksam,
Sonbahar yağmurlarına hasret toprağa…
Ay ışığı vuruyor ağaçların arasından
Dün geceden kalma!
Yollar karanlık.
Geceyi adımlıyorum böğrüne basa basa!
Farkında değilim
Kurulan çakal tuzağının;




-
Bayram Ali Bayram
Tüm YorumlarŞairler,tarih boyunca yaşadıkları toplumun sözcüsü olmuşlardır.