Bir nisan akşamının gözyaşlarıyla gözünü açmış , çorak toprakları göz yaşlarıyla sulamış, eyyamı bahurda kavrulmuş, hasret iklimlerinde yeşermeye çalışan bir fani
Güz sıcağında kül renginde gökyüzü,
Uzaklardan dokunur sevda türküsü
Acılarla yoğrulmuş döngüsü hayatın
Kör düğüm olur dilde dilin sürgüsü
Bir bakış bir gülüş hüzünle solmakta
Damla damla kurur gönlümde hayat
Vahalar su vermez kuru saltanat
Alaz gönlüm dem vurur yanar kanat
Yalım yalım sarar Leyla’nın derdi
Ummanlar kabarır şol gönül coşar
Yolun gamlı gölgesinde yanış
Gönlünde hicran sevdaya kanış
Külleri dört bir yana savrulmuş
Günü feryad gecesi perişan
Düşte görür o can-ı cemali
Kalpte gizli bir sır var, aşkın nuru var
Gözde kevser hayali, dilde zikri var
Dünyasında âlem var, sırla mana var
Her nefeste hikmet var, özde fena var
Kalbimde yandıkça aşkın ateşi
Serilir semaya nurun güneşi
Akar aşıkane gönül neşesi
Yarla durulurum aşkın ilinde
Ruhuma her gece bir cemre doğar
Niyaz ile açtım aşk menzilini
Sükûn bula gönül ikrar sözünü
Sıdk ile mühür eyleye dilini
Hayırla yoğurdum aşkın özünü
Ruhumda dolaşır ezel nefesi
Leyl içinde sırra vardım
Aşk meyine bade bandım
Sükût etti bülbül yine
Yüzün döktü sevdiğine
Geceden sehere giden yol
Bir aşk masalı aslında
Bir dokunaklı şarkıdır
Yerle gök arasında
Herkesin bir yıldızı var
Göz kırpar rüyasında
Sahrada Leyla
Semada mevla
Sadırda hu
Vahada su
Kabede taş
Gönülde ataş
Gecenin sessizliğinde geceler an
Bir ışık var içimde yanıp tutuşan
Sonsuz sevdadır bu felekleri aşan
Ateşe kanat çırparım kendimce
Bir kelebek misali narin ve ince
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!