Soruları soran boşuna bekliyor.
Muhatap cevaplardan uzak.
Canı derde hoyratça yoldaş edip
Dermanı vermede ağırbaşlılık etmek
Şüpheyi körüklüyor.
İbret içindir ,
Kadim ağaçların altından
Göğe uzanan taşlar.
Hani nerde kan,can?
Mülkte bir zaman yaşayan ,
Topraktan çıkar gelir mi ?
Birileri bir karanlıkta uyurken,
Sen uyandın.
Ne güzeldi gözlerin,
Güneşin doğuşunda.
Ben bunca geceler ,
Boşuna bozkırlara dalmışım.
Olmayan tehtitlerin var olduğu ülkede,
Umutlar bittiğinden tükenemiyor.
Her köşe başında bir teşklilat var,
Kuşlar konmaktan ürküyor.
Sivil giyimliler dallanıp bıdaklanıyor,
Karanlık gecenin,
En siyahında.
Siyah bir örtünün içinde ,
Yürüyen ,
Kara bir karınca kadar ,
Gizli...
Meşe dalları buzlu.
Kış çiçekleri açmış,
Kırağılı göller üstünde.
Gölgeler kuytuya saklanmış,
Kuşlar soğuğun pençesinde.
Ben bir öyküyüm,
Kendimi okudum ve bittim.
Anlayanlar bilir,
Kocacami'den dağılacak fikirlerim.
Bu bir meydan okumadır.
Pelitler düşüyor toprağa,
Sonbahar sarıyor etrafı.
Hesap santim oynamaz,
Sarıya çalıyor, dünyanın bu yanı.
Bize bir masal anlattılar,
İnandık.
Zamanla kıyılarımıza dayandı sorular,
Gerçeğin dalgalarında hırpalandık.
Gökyüzü tekrar mavileşecek.
İnsanlar akın akın gelip,
Sonsuzluğun altında
Eşitlikte birleşecek.
O andan sonra ne yoksulluk ne keder,
Sadece mutluluk bölüşülecek.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!