Şekerli ağladın dizlerimde.
Ninniler yalnızca uyumaya.
Geçer ninenin toprak korkusu.
Yansımalar geri vurmalara.
Gizler vahşetin aşk huzurunu.
Bencilliğindir seni büyüten.
Tekrar tekrar diriltiyor sonsuzluğu O
Yok’a beyaz dökülüyor
Var’ı yaratabil diye turuncudan.
Sonsuza erenlerin ardından
Düşün beni,
öyle deli düşün ki,
ömrün kaybetsin şuurunu.
Düşün beni,
öyle köle düşün ki,
Ahey Ahey!
Çalışkan, sabırlı bir adam...
Yorgun, öksürüyor usulca, telefondaki arkadaşına.
Yaşamı kendine değil, başkalarına adamaya çabalarken
savrulmuş zamanın içine.
SİMBİYOZ
Bugün Kendi için ne yaptın?
Sana dair ne öğrendin bugün?
Ta en başından beri,
Öyle geliyor ki bana,
Bitişe doğru sürükleniyorum,
İçim bomboş.
Çok tanıdık geliyorsun bana;
Dolu dolu koşan bir at,
Ben boşluğa haykırıyor.
Bir köpek uluyor.
Ne kadar da iğreti,
bazı duygular.
Yüzleşmek gibi.
Karanlık olmuşsun sinmişsin heryerime
Anlaşılan sana dairim bu gece de
Kurtuluşum yok.
Ete kemiğe büründe yanaş varıma
Gör kesişini kara ateşten ak buza
Gök yarıldı!
Yıldızlar kayıyor beyaz-gri saçlarından ihtiyarlığın.
Sonsuzluğa inat taşıyor gençliğini çağla yeşili çantasında.
Kuşlara dövdürmüş ensesini kadın.
Olduğundan daha da pembedir teni.
Yanakları al al belirgin; siyah örtüsünden mütevellit.
Dehşet yorucu bir gün
Ve dehşet haberler.
Tarihe kazınan davalar.
Duruşmalar, buluşmalar.
Seni de kazıdım tarihe,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!