Sus,
Sus ağlama çocuk.
Yanaklarına düşmesin gözyaşların.
Bükülmesin saf sevgin.
Çilekeş yollara düşmesin ufacık yüreğin.
Cennetin pembe penceresinde,
Ağlıyordu sevda.
Ne zaman,
Bir kadeh içsem hayalinden,
Aşkla dolardı yüreğim.
Kanayan Yarama,
Dev yangınların,
Gözyaşları doldu gönlüme.
Koca bir ayrılığın,
Bombası patladı,
Gözlerine susamış yüreğimde.
Her yanım acı mezelerle dolu,
Sözlerinden, damla damla yokluğun düşüyor,
Hasretten, acıdan paslanmış zavallı yüreğime.
İniltiler içinde köz olmuş kavruluyor,
Kucağımda taşıdığım tüm senli hayallerim.
Ne fayda, zeytin dalı taşıyorsa beyaz güvercin sonsuzluğa,
Her gün doğumuyla birlikte sensizlik düşüyor gönlüme.
Ruhumun cennet vadisinde,
Parçalandı kokunun akisleri
Sol yanım,
Koca bir cehennem parçasına büründü.
Azap, gassa içinde,
Son perdesini kapatıyor umutlarım.
Beynim gözlerinin gri izlerini taşıyor
Buğulu gözlerimde,
Yokluğuna düşen,
Mahcup,
Yağmur damlasının yalnızlığı saklı.
Kıvranırım sessiz çığlıklar ülkesinde
Söyle bana,
Benden daha güzel,
Gözlerini tarif eden var mı?
Benden daha mükemmel,
Aşkını yüreğinde büyüten,
Saçlarının her bir teline,
Yıldızların koynunda,
Yalnızlığa ağlayan bir çocuk,
Seni sevmeye öyle narindi ki,
Bir bakışında eridi yüreği.
Mercan dudaklarda,
Islanmamış dualar duruyordu,
Gece ineli,
Kül rengi isyanlarla dolu
İntizam eder, silik işkence kokan kelimeler.
Kalemimin ucuna düğümlenmiş mırıldanıyor,
Ateşler içinde buzlanmış,
Gözümde cam kırıkları.
Direniyorum,
Sessiz bu yokluğun dolu trajedi şiire.
Damla damla biriktiriyorum,
Sitemli sevdalara doğacak,
Meçhul gün ışığını göğsümde
Gözlerimden,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!