Aynur Yazıcı Şiirleri - Şair Aynur Yazıcı

Aynur Yazıcı

Ey Garib! Soldu nilüfer
Dua, nara yol oldu.
Başladı, devam ediyor sefer
Elin yoktu, Rabbin sana kol oldu

Şükrü yaban ellere verme

Devamını Oku
Aynur Yazıcı

Dün bugünü bekledik
Bugün özledik dünü
Yürek hiçe saydı
Bayramı ve düğünü
Bir vuslat akşamı
Heyhat!

Devamını Oku
Aynur Yazıcı

Çoğumuz birden çok cevabı olduğunu zannettiğimiz bu soruya biraz beyin jimnastiği yaparak cevap bulmaya çalışırız. Dilerseniz biz de çok az da olsa beyin jimnastiği yapalım. Sizi fazla yormayacağım.. Sadece birkaç tahmin.. Zira mesleğin ağırlığı görecelidir diye düşünüyorum. Herkes kendi mabeyninde yaptığı mesleğin çok ağır olduğunu söyleyebilir. Neye göre ağırlık? Beynin çalışma sistemine göre mi, fiziksel harcanan enerjiye göre mi, yoksa işin tehlike oranının yüksekliğine göre mi? Veyahut da çalışmanın sonunda verdiği psikolojik hasarlara göre mi?

Sizler biraz daha gayret gösterip beyin jimnastiğine devam ederseniz sanırım bu ihtimaller artacaktır. Aslında yaşanılan çağa göre de meslekler ağır ya da hafif kategorisine alınabilir. Yani iş yoğunluğuna göre. Toplumun büyük çoğunluğunu sağlıklı insanların oluşturduğu bir yerde doktorluğun çok ağır bir meslek olduğu söylenemez. Asr-ı saadet döneminde bir hekim Ceziret-ül Arab'a gider. Ona denir ki: "Sen burda iş bulamazsın. Biz acıkmadan yemeyiz, doymadan kalkarız". Yine hırsızlık, talan, cinayet vs.’nin çok seyrek görüldüğü bir toplumda bulunan asayiş görevlisinin işinin ağır olduğunu da söyleyemeyiz.

Dünyanın en ağır mesleği nedir diye sorulduğunda ilk aklımıza gelen iki meslek gurubundan dikkati bir başka noktaya çekmek istiyorum. Bütün zamanlarda ağır, ama zamanın şartlarına göre ağırlığının şiddeti artan veya azalan bir meslek... Ağırlık konusunda güncelliğini her zaman muhafaza eden bir meslek... Bu meslek gurubundakiler bilmezler kendilerini... Haberleri bile yoktur yaptıklarının bir meslek olduğundan. Yıllar sonra fark ederler belki de. Ve toplum fark edemez onları. Yaptıklarını... Kendileri de dahil olmak üzere yaptıklarını meslek olarak bile kabul etmezler. Belki fıtratları gereğidir bütün yaptıkları...

Devamını Oku
Aynur Yazıcı

Sinek vızıltılarında uyurdum
Öğle vakti, karanlık odamda
Göz kapaklarım indiği an
Etraf aydınlanırdı, bembeyaz
Sonra şeffaflaşırdı yerküre
Bedenim semaya doğru yükselirken

Devamını Oku
Aynur Yazıcı

Odama kamer misafir bu gece
Bitmedi bu paradokslu bilmece
Sen yoksun hasretim, sen yoksun yine
Sırları üfledin hep, garip neyine

Güller yine soldu hazan gelince

Devamını Oku
Aynur Yazıcı

Ne sen güldün
Ne beni güldürdün
Gülü güle küstürüp
Bülbülü öldürdün

Ne güne sığabildin

Devamını Oku
Aynur Yazıcı

Geceyi bırak, güneş yüreğine doğsun
Bırak, yüreğindeki zulmeti boğsun
O el hep seninle
Sadece yüreğinden gelen sesi dinle
Bulacaksın kendini
Hem de en sevdiğini...

Devamını Oku
Aynur Yazıcı

Günümün gülleri
Bugün açmadı
Bugün yürek kaçmadı...
Uzak diyarlara...
Gün bugündür,
Gün bugün!

Devamını Oku
Aynur Yazıcı

Gün yine terk etti seni, her şey gibi
Şifa iksirin bitmiş, görünmüş dibi
Uyudu her şey, gece uyudu ve yıldızlar
Yürek derinlerden, çok derinlerden sızlar
Gülmek çok uzak, bulut yüklü gözlerin
Hep ıslak yanakların, ıslak ve serin

Devamını Oku
Aynur Yazıcı

Uludağ’a kar, gönlüme kor düştü
Kış gelmiş olacak herhalde
Kara kabre girmek benim için bir düştü.
Ölüme doğru gidiş gelmiş olacak her halde

Pencerenin kenarlarından sızan soğuk

Devamını Oku