Bir gün yerden yükselirsen
Dilin dünyaya değil, arşa doysun
Bir gün uçup çırpınırsan
Yönün semaya değil aşka olsun
Ey kuyunun, zindanın, ihânetin rençberi
Bak senden sonra nasıl, şaşırdılar rehberi
Âlimi asıp kesen, iki millet tanırım
Biri Yâkub'u üzdü, biri seni sanırım
Ey Yusuf'um ey nûrum, ey bahtsız mucâhidim
Ey gönül, sevdâya açtın yelkeni
Bu sefer kendini kaybetme derim
Bir daha kim üzmek isterse seni
Parçalar binlerce lime ederim
Görmeden derini âba dalmadım
Ey gözü bağlı çocuk, kör olmak zor mu geldi
Ey özü dağlı çocuk, bu şehir dar mı geldi
---------
Yanlış anlama beni çocuk
El açınca şükür ile
Rızık bize pişer gelir
Lâl olmuş dillerde bile
Hamd ile feyz düşer gelir
Ne yar, ne gül, ne de sıla
Unuttun aşkın adını
Kokusunu, tadını
Çırp küskün kanadını
Uç gel dost
Ben anlamam ah-û zârdan
Siyahtır, soğuktur, sarptır geceler
Güneşe vurulmuş darptır geceler
Bâzı an üşütmez, yakar geceler
Yalnızın gönlüne akar geceler
Bilirim,
Çok şey olmadığını,
bilmediğin...
Ve duyarım adını, her şehâdetin fısıltısında...
Kendi dilim ihânet ettiği zaman,
Yol olmazsan
Dol' olmazsan
Kul olmazsan
Gelir alev
Yaş akmazsa
Gitme yâr uzağa
Düşersin tuzağa
Bakmazlar yaşına
Orda bir başına
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!