Kör kuyuya dolmaktansa
Yangın ardı kül olurum
Kırk kez ahmak olmaktansa
Bir kez Hakk'a kul olurum
(adana-25.07.2005)
Kapattım sahifeyi, kuru aşk bölümünde
Altın doldur kefeyi, dengenin ölümünde
Kör karanlık dolacak,perdesiz kalelere
Ha soldu ha solacak, el sürme lalelere
Mevsimlerden sonbahar
Günlerden Perşembe
Renklerden kızıl toprak rengi
Güneş gene parlak her gece olduğu gibi
Ve ben gene leylâyım
Baharlara kilit vurdu kışlarım
Hiç böylesi naçar kalmadım kızım
Gidişinle kaybolunca düşlerim
Uykuma kimseyi salmadım kızım
Bırakıp da gittin doğduğun yeri
Bir gün dağlar yıkılmaz sanma
Gözünden yaş dökülmez sanma
Bileğin hiç bükülmez sanma
Güneş tersten doğacak, bekle
Yıllar geçer, asır devrilir
Susma diyorlar bana, korkumu bilmez kimse
Ne yapayım çığlığım, zebânıma hâkimse
Yiten evlâdım değil, günüm, gecem, umûdum
İlk kez bugün bir masal, anlatmadan uyudum
Kimsesiz kaldı Zeyneb
Soldu bir bir çiçekleri
Kimi ellerinde
Kimi bahçesinde
Kimiyse bir yol kenarında
Ezdiler
Hüseyin'in gözyaşını tarif et
Pîrim yolun Kerbelâ'ya düşerse
Et ki, gözyaş dökenleri ârif et
Pîrim yolun Kerbelâ'ya düşerse
Şehâdeti al berene as getir
Bir kervan geçiyor eteklerden
Bir savaşın sızıntısı gözlerinde demirlemiş
Bir kervan geçiyor eteklerden
İçinde anam ve ben...
Yorgun yüreklerin acısıyla demlenmiş bir bardak çay
Gene ıslandım
Gene bir bahar daha kayıp gidiverdi avuçlarımdan
Tam da güneşle dost olurken
Gene bir kervan gördüm rûyamda
Gene alıp kaçırıyordu beni zerrin ırmak dağları eteklerinden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!