Devrilmez bu dağlar devrilmeden gök,
Mertliğin katline umut bağlama
Hakîkat önünde boyun eğ, diz çök
Sil gözün yaşını, gayrı ağlama
Kader bu bilinmez, sert vurur bazen
Gözlerin nemlenir, dert vurur bazen
Sanma ki kar yağmaz, büyük dağlara
Kalleşler dinlenir, mert vurur bazen
(adana-2004)
Söze dâir ne varsa sende
Kuyulara anlatırsın yâr
Gül sesini, rüzgâr esende
Kuyulara dinletirsin yâr
Eğrin ile doğrun ile yâr
Acı bir siren sesi ile irkildi Memnûne
Ardından bir bebek ağlamasını bastıran ambulans sesi
Ve ağlayan diğer çocukların annelerinin sesi
Teker teker kesiliyorlardı kurşun seslerinin ardından
Bir füze ıslığı
Ve derin bir sessizlik
Unutmaz bu millet, bu zulümâtı
Kalbinden içeri saldı şehidim
Amennâ, öğrendik sende memâtı
Diriydi yürekler, soldu şehidim
Marmara maviyse, gönlümüz siyah
Varırsan gönlüme şeref eylersin
Asmalı çardaklar kurulduğunda
En güzel şarkıyı tek sen söylersin
Şuh sesli bülbüller yorulduğunda
Gelince gönülden kutlu bir çağrı
Kurşun bilmez bu hâli, sözle vurulan kalbim
Kırık kanat misâli, mecnûn kırılan kalbim
Aşkı eyledin kayıp, düştü kolun kanadın
Asırlarca cağlayıp, en son yorulan kalbim
Yolunuzun taşı sert
Gel gör ki
Değil dert
Mü'min olanda kalplerin her izbe köşesi
Bilen var mıdır sonunu
Yâhut gören
Ey Ayhan'ım dünyâ bâkî değilmiş
Arz da senin gibi mekân-ı seyyâr
Bu genç yaşta neden belin eğilmiş
Sor da cevap versin bir tek ihtiyâr
(adana-18.09.2005)
Ne deyirsen doğrudur yar
Aymış sensin, serxoş menem
Yanan eşqin bağrıdır yar
Şirin sensin, mayxoş menem
Gözüm ağlar, içe dolar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!