Ey mücâhid genç adam, Allâh'a dersin Hudâ
Dilin farklıdır belki, canın bir Hakk'a fedâ
Türk'ü Kürdü Çerkezi, hepsi Allâh'ın kulu
Aynı imtihân ile, okursun bu okulu
.............
Temelden çürüdü gönül yapısı
Verimsiz toprağa kurulur olduk
Kapandı sevdâya açık kapısı
Vezgeçtik Leylâ'dan durulur olduk
Karardı günbegün akı yüzlerin
Çaydanlık sıcaktır, çaydanlık dolu
Bir bardak aşkolur tek sohbet ile
Mey gibi değildir, şaşırtmaz yolu
Bağlanmaz zihinler, müebbet ile
Çaydanlık savılmaz, desen de 'tokum'
Ak sakallı dedem benim
Söyle bana ne yapayım
Yok yüzümü bir öpenim
Hasret imiş benim payım
Gitti bir bir tüm sevenim
Yedi yılllık bollukta, Yusuf tasarruf etti
Biriktirilen tahıl, onlara hayli yetti
Yedi yılın sonunda, kıtlığa ulaştılar
Biriken ürün ile, kıtlığı da aştılar
Hey bülbül hey dalda durup figân edersin
Kimbilir kimin derdini kimlere dersin
Haber getir sevdiğimden, ne yapar şimdi
'Boşver' dersin sorar ise 'bu kişi kimdi'
Ne bağ kalsın babamdan ne de bir salkım üzüm
İlle cennet isterim, gayrısın görmez gözüm
(istanbul-2004)
Açınca gözümü gördüm bir perde
Nerde para ve mal, sonsuzluk nerde
Servetim sandığım onca güzel şey
Bir avuç toprakmış yattığım yerde
Güneşten yoksunum, soldum derdimden
Ağla gül yaralısın, dikeninden kan damlar
Acımadan kopardı, seni çirkin adamlar
Susma desem nâfile, susacak hâlin mi var
Hep sen mi yutacaksın, hep onlar mı kusacak
(Lisede kendisi için şiir yazmamı isteyen bir kıza yazmıştım. Üzülmüştür herhalde...)
Ismarlama şiir olmaz
Sevinç ister, elem ister
Bakmak ile kağıt dolmaz
Kan yazılı kalem ister
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!