Can Mustafa kan Mustafa
Damardan akan Mustafa
Bir tek sana benzeyeyim
İstemem süreyim safa
Ah Mustafa vah Mustafa
Rachell Corrieye, tüm vefa duygularımla...
Bizim için ölmek nasıl bir duygu
Bizim dilimizi bilmezken dahi
Bu nasıl bir sızı, nasıl bir kaygı
Mendiller gözyaşı silmezken dahi
Ey Ayhan’ım bu inadın ne diye
Bak kâinat bile dize geliyor
Her dakikan, her saniyen hediye
Bilmezsin ki sıra bize geliyor
Bugün varsın, yarın yoksun belki de
Dağlar
Gecelere vurdurur beni
Siner gökyüzüne korku
Budur çığlığımın farkı
Dağlar
Etekler kavurur teni
Bağa girmiş bağban, arar gülünü
Gülün aklı acep, acep nerdedir
Kimi verir kimi saklar gönlünü
Bil ki gönül bağdan uzak yerdedir
Gümânı yıkadım semâya astım
Bir gün ararsa yar beni
Garibandı öldü deyin
Geçti yası yeni yeni
İstediğin oldu deyin
Karar verdim dönmemeye
Doğmalıyız topraklara zulüm yağmadan
Doğmalıyız karanlıklar nûru boğmadan
Ikın anam, sözden utanmaya vakit yok
Doğmalıyız küfrün evlâtları doğmadan
(mersin - 12.04.2009)
Ey nefsimin kör ucu, ey kalbimin gözyaşı
Dünya ile kandırıp, ahrette vurma beni
Vazgeçtim saraylardan, yol ettim dağı taşı
Başladığım noktada döndürüp durma beni
(namrun-2004)
Duvağın olayım simsiyah...
Gerdanına kadar inip,
Saklayayım seni
herkesten...
Değmesin...
Ne bir soysuzun arsız eli,
Uzun bir köprüden geçer kul önce...
Uzun ama eski...
Uzun ama yaralı...
Uzun ama...
...Kısa
Köprünün başında doğarız herkes gibi...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!