Ah be toprak ana
Bunları da mı görecektin
Bağrında görülen bunca ruyalardan
Sen çok çektin değil mi
Haksızlıkları mertlikleri doyasıya yaşadın
Söylesene bir şeyler anladın mı
Dün gece gözlerimi kapatamadım sabahlara kadar
Göz kapaklarımda sen vardın
Uyuyamadım sabahlara kadar
Düşlerimde sen vardın
Nasıl uyurdum
Nasıl kaçırırdım bu düşü
Konuçlanmış bir yol kenarında
Sessiz bir köy usul usul
Gelip geçenlerden
Belki bir selam
Belki bir fatiha bekler
Ama gamsız oluşlarını görerek
Sessizlikten de sessizdir bugün
Hiç susmazlarken dün önceki gün
Kimseler duymaz onları artık
Onlarda kimseleri her öğün
Renkler hep donuk ufuklarında
Yürekler çığlık sevdalarında
Küçük odamda seni düşler dururum
Odamda bir sen bir de kocaman yalnızlığın
Kuşatmış beni ve yalnızlığımı
Mırıldanır yan odada
Sen gibi bir ezgi
Sanki çok uzaklardaymış
Ülke sofrasını kurana
Onu tek lokma yutana
İhanet edip vatana
Hortumcular utanmalı
Tabi utanacak yüzleri varsa
İz bıraktın bakışlarımda
Binlerce yıldır sevdasızım
Hüzünlerim kalır mezar taşımda
Her ölen çocukla yaprak dökümüne girerim
Yine güz soğuklarında üşür ruhum
Fark edilmedim ömürler oldu
Var mı insanı yıkmaya
Yürekten kötü söz gibi
Götürür canı yakmaya
Kor ateşlerde köz gibi
Var mıdır hoşnut kılmaya
Ben hep böyle durumlarda şiir yazmaya başladım
Ya kasırga kavururken ortalığı
Ya da bir balıkçı tutarken balığı
Ya bir fırtına eserken
Ya da bir ağacı kökünden sökerken
Bu ahvaldı beni bu sevdaya adayan
Bir avuç yaşam içindi sana gelişimiz
Dili olsa da konuşsa özlemlerimizin
Söylese sevdamız uğruna neler çektiğimizi
Bağırdık duymadın sesimizi
Yalvardık tekmeledin yüzümüzü
Yaşamlar sürdürdün
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!