Meltemdi nazikçe
Ağaç dallarını incitmeden esen
Aydı denize vuran
Aşıkların sevdiği yakamozu yansıtan
Çakıl taşlarıydı
Sahildeki sesiyle sessizliğimi boğan
Dağlardan esmeden,
Nazlı yara küsmeden,
Gelecekten umut kesmedim.
Seversin diye beni,
Sana olan bu sevdam,
Beslemiş büyütmüş içinde kini,
Uzak görmüş hep sevgi nefesini,
Bilmiyor öğrenmemiş sevgi demesini,
Kinle büyüyen çocuktan ne bekliyorsunuz.
Yastığı altında hep olmuş bıçak.
Sen ki aşkları çocuktuk sayansın.
Sevgiyi bilmez anlayamazsın.
Oysa bir bilsen bir şak uğruna,
Dağların delindiğini.
Mecnun olup çöllerde gezildiğini
Gururun ayaklar altında ezildiğini
aldığın hangi nefes aklında
unutulur elbet yaşanılanlar,
sözlerimin dilimde kaldığı gibi
gün gelir elbet yakılır ağıtlar...
zaman geçti
Fazla mütevazi olursan,
hadsizin ne kadar had ve hat dinlemeğini anlarsın. Ve uzun sürece gevezelik dinlersin.
Aydın Gürz
Hangi dili konuştuğunu bilmem
Yürek lehçen sevimli mi?
Ne gözle baktığını anlamam
Kalp gözün mutluluğa açık mı?
Irkın rengin çokta önemli mi karışmam
Rengin tüm beyazlığı ile sade huzurlu mu?
Son sözlerin hala çınlıyor kulaklarım da
Hoşça kal! Kendine iyi bak!
Bunları içten söylemedin biliyorum.
Ben sensiz nasıl hoş kalabilirim.
Ancak sessiz bir ceset
Birde tabut boş kalabilirim.
Güneş doğmasın artık. Bir daha görmek istemiyorum dünyanın çirkinliğini. Gece kendi haliyle güzel karanlıkları işte ben böyle seviyorum. Yalnızlık benim kaderim olsun dünya sizlere emanet olsun. Alışkınım ne de olsa yalnızlığa. Baharda kışı beklemeye. Gerçi hiç baharım olmadı ki dünyadan yana. Dertlerden gözümü açıp ta bakamadım hayata. Ne güzellikler var bir gün göremedim. Zaten şu fani dünyanın kuralı değil mi bu dünyaya gelip de yaşamak yok mu? Bilmiyorum ben hissedemedim yaşamayı kader desen gülmedi bir gün yüzümüze. Hep mutluluk hayalde kaldı. Bir umut oldu bizim için belki birazcık hayata bağlanma sebebi…
Hep gözlerimiz kan ağlamıştı yüreğimiz kan derlerdi ya büyüklerimiz gördüğün rüyayı iyiye san
Ama şimdi ki gördüklerimiz rüya değil gerçek hayatın acı gerçekleri ah… gerçekler yok mu? Zaten bizi böyle dertli eden dertlerin karşısında perişan eden yinede bu kadar umutsuzluğun içinde bir umudum vardı. Oda sendin gerçek değildin belki düştün. Olsun yinede ben hep seni sevmiştim. Biraz böyleyiz işte ben ve benim gibiler düşü sevmişiz öyle,
Öyle işte kalırız yapayalnız. Belki bugün olur düşüncesiyle hayatımız hep böyle işte belkilerle dolu belkileri bekleyen karanlıkların yeni ufuk yolcusuyuz.
Belki…
Belki sizin hiç “belki” niz bile olmadı hep kazandınız belki. Oysa bizimde kazandığımız yönlerimiz vardı ve diğer yönlerimiz.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!