İncecik zarif bellere,
Güzel gitme yadellere,
Seni nasıl veririm ellere,
Sen benimsin, ya toprağın.
Bir gün gelse bir gün geçse,
Sen ne isen
ben O'yum
Mesela
İçinden geçirdiğin yansıma
veya
Kıvrılıp yatağını bulan su
Sen her gün yeniden doğan güneş,
Gönlümün sahibisin, gönlüme eş.
Dağlarda bir kır çiçeği.
Yollarda aşk peteğisin.
Günden güne uzayan,
Bitmek tükenmek bilmeyen bir sevda,
Sanala çalan bir yanımız var
dört duvar içinde yalnızlığa itilmiş
terkedilmişliklerimiz var
bir de yürekte yangın
boşluğa boş seslenişler
Sana ne oluyor anlayamadım!
Bazen ben bile kendime cevap veremiyorum.
Öyle ağır sorular soruyorum ki.
Ağırlığında kayboluyor bildiklerim.
Aydın Gürz
Gerçek aşkı bilmeyen
Gönüllere dargınız.
Dağları aştı.
Yolları aştı.
Sana ulaşmadı ahımız.
Boşuna akıyor durmalı artık.
Kokun huzur veriyor bana . Varlığın ise mutluluk. Sen diyorum koca bir umut. Mutlulukla uyuyorum kokunla ayılıyorum. Sende korkarken boğulmaktan, sol yanım seni istiyor. Derin bakan gözlerinde uyumak, huzur veren kolunda her gün yeniden sana uyanmak...
Aydın Gürz
yıldızlar gibi düşüyor gözlerin gecelerime
ay gibi sıyrılıyor penceremden ellerin...
sonra bir güneş saçlarında aşk tanrıçalarım;
ah benim tanılarım, aşka tanıklarım
tüm bildiklerimde hayalmiş oysa
anladım şimdi içimi yakan sancılarım...
Gel evlat soluklan, nefsin çıksın nefesinden
Ömür bir ağaç, kurumaz mı sandın sen?
Gölgesi büyük değil yüreğinin gölgesinden
Gölgeni geçince bitmez mi sandın sen?
Ne çok şey eskidi. Eskiden gönlümden düşenler vardı şimdi gözümden düşenler. Eskiden sözünden düşenler vardı şimdi özünden düşenler. Oysa hayatın her saniyesi yeni bir sayfa...
Aydın Gürz




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!