Haber götürün yıldızlar.
Özlemimi anlatın ona.
Fısıldayın sonsuz sevgimi
kulağına...
Bilmezdim neymiş hasret seni sevmeden önce,
bilmezdim nasıl tutuşturur sevenin yüreğini...
Anladım dün akşam inerken gün karşı tepelere,
anladım yanmakmış hasret sevgilinin özlemiyle...
Günaydın Güneş...
Günaydın kuşlar...
Günaydın bulutlar...
Günaydın AŞK...
Yolda yürürken dün
sardı çevremi
tanıdık bir koku,
uyandı anılarım...
Yıllar önceydi
İki sözcük yalnızca,
Biri uzun, biri kısa
Yinelediğim aşkla
Ve bıkmamacasına...
Severim dağları,
Düşündüm gece boyu;
kaç kişiliktir aşk?
Geçit yaptı önümde
çeşit çeşit aşıklar...
Aldı önce sahneyi
Öylece oturuyordu kadın,
Ne düşündüğünü bilmeden,
Nereye baktığını bilmeden.
Dikilmişti gözleri boşluğa.
Ne kıpırdamak ne konuşmak
Garip bir hal var havada,
Bir tuhaf sessizlik...
Durmuş sanki evren,
Sönmüş bütün yıldızlar...
Koca bir kara delik
Yutuyor şimdi her şeyi;
Kudurmuş deniz, dalgalar dev gibi.
Gıcırdıyor direkler, savaşıyor teknem.
Ha battı ha batacak, bitecek bu yolculuk.
Ama göz kırpıyor deniz feneri uzaktan.
‘Gel! ’diyor ‘Gel! ’ ‘Kurtar kendini
seni yıpratan azgın sulardan! ’
Acılı bir tat bırakıyor
dilimde hala şarkılar...
Gelip yerleşiyor boğazıma
o eski dost, o koca yumru...
Hala birikiyor bir kaç damla
gözyaşı kurumuş gözlerimde..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!