Söyler şarkısını her sabah guguk kuşum
doldurur içimi neşeyle;
‘Gugucuk, gugucuk. Gugucuk,gugucuk...’
Müjdeler sanki yeni bir günü, yeni bir mevsimi,
yeni bir dünyayı, yeni bir başlangıcı,
Der ‘Bekle sen, vazgeçme. Bekle sen, vazgeçme...’
Ne zamandı unuttum,
güzel mi güzel
bayram sabahlarım
vardı benim...
Başucuma koyduğum
kırmızı pabuçlarım...
Sabahın erken saatlerinde,
söyleşirken kumrular
guguk sesleri ile bahçemde
açıldı gözlerim yeni bir güne.
Güneş değildi daha tepede.
İnat olsun diye kara bulutlara
maviye boyayacağım
ağlayan gökyüzünü...
Şarkılar söylesin diye
billur sesli peri kızları
gökkuşağının renklerine
Neden hep akşamla başlar sancılar?
Neden tarifsiz bir acıyla sızlar yüreğim?
Bürünürken dünya yaldızlı yorganına,
solan günün ardından,
çıkarken ortaya gizli köşelerinden
geçmişin tozlu hayaletleri
Biriktirdim hüzünlerimi
Damla damla, gözyaşı gözyaşı...
Kahkahalarda sakladım onları,
Gülümsemelerle süsledim.
Ve kaldırdım yüreğimin
En derin köşesine
Kış geldi kentime.
Döktü ağaçlar yapraklarını.
Çıplak şimdi dalları...
Terketti beni guguk kuşum.
Duyulmuyor artık
Başladı insanla birlikte
bitmeyen bir komedya...
Yapımcı, oyuncu, yönetmen
verip de hepsi elele
çıkardılar ortaya
trajikomik bir oyun...
Bir başka aşık olurum
Ben her mevsim,
Bir başka türlü
Çarpar yüreğim;
Yaz, sevda ateşi ile
Kavurur içimi...
Yakındır dokunacak kadar yıldızlar
aşk varsa eğer..
Bir başkadır şöminedeki ateşin alevi
aşk varsa eğer...
Daha bir başka kokar tüm çiçekler
aşk varsa eğer...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!