Hayat gelip geçti sanki bir anlık,
Uzaklaştı şimdi bizden civanlık,
Neyine yaradı beylik sultanlık,
Zaman gelip geçti sanki bir anlık.
Heceler belirdi söz bilmez dile,
Bizim Köy...............Ozanca
Güzel kokar bizim köyün kekiği.
Gözleri sürmeli uçar kekliği.
Derelerde leylek ile ördeği.
Bilmez isen Yaradan’ı,
Yıktınsa kalp denen hanı,
Katlettin zülm ile canı,
Alem ağlar, yaşlar düşer.
Yüreğimin hüznü vurur gölgeme,
Bir yaprak misali kavruluyorum.
Bende kalp sancısı düğün âleme,
Hayalden hayale savruluyorum.
Bir çeşmi siyahtı fetvamı veren,
Güzel ve En Büyük insan,
Omuzunda büyük nişan,
Makamı Habibi Zişan
O ki Muhammed Mustafa’m
Her şey sana feda Güzel.
Ruhunda hala çınlar tutsaklığın sesleri.
Seni bekler kemikten esaret kafesleri.
Hangi yana da gitsen, ensende nefesleri.
Aklın firak yaşarken gönlün hala serseri.
Bin defa vurulursun, gez-göz hizasındasın.
Kıbleye çevrili siyah taş yapı
Ahaliye açık desenli kapı
Mabedin duvarında tarihi sözler.
Avlusunda taşa kazınmış izler
Yankılanır kubbede hoş ve lahuti sesler
Duyulur mahfilden Hu diyen sesler
Bir sevdadır Diyarbakır devasa.
Semtleridir Ali paşa, Arasa,
Tarlaları yazın durur nadasa,
Bir Şehirdir Diyarbakır devasa.
Hayatlar var sokaklarda berhava,
Bas yüreğime de kaldır gövdeni.
Kurtar bedenini kör kuyulardan.
Gözyaşlarımla yıka kendini.
Arınsın bedenin dünya kirinden.
Atila Yalçınkaya
Gidilir aslında..
bal gibi de gidilir
Yüreğimiz de bizimle gelecekse
pekalada gidilir.
unutulurcasına,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!