Kokusu yayılıyor sevginin her tarafa,
Öbek öbek mutluluk birikiyor etrafa.
Sanki huzur damlıyor hane saçaklarından.
Vefa doldu her yana, çekip gidiyor cefa.
Bir nur beliriyor ufuklardan aşikar.
Şehrimin arsız sokaklarında geçti çocukluğum.
Onunla fırtınalar yaşadı gencecik ömrüm,
Devasa korkularım vardı hep ondan yana,
Bir sükunet yaşamadı yüreğim.
Her an bir yangın yeri,
Her zaman adeta mağma.
Geldim mi gülüm aklına bugün geldim mi?
de hele bana..
Hala düşlerine girişi yasaklı bir ben miyim?
Ben miyim nefret
Ben miyim canında olan can düşman.
Mihnetle verdiğin aş, bana zehir.
Verdiğin bir lokma al senin olsun.
Birkaç gülüşüne bin tane kahır.
Çekemem aşkını al senin olsun.
Ben söylerim her dem, türkülerimi,
Allah-u Ekber, Allah-u Ekber,
Sesleri idi o gün yankılanan,
Belki de bir son Namazdı,
Üçyüzbin insanla hazırlanılan.
Ayrılığın hüznü var nurlu yüzlerde,
Melankoli akşamlarında,
Hüzün sıvazlar sırtımızı.
Nevbahar beklerken kanayan yürek,
Bir boran.. bir fırtına ayrılık yudumlar.
Alışılagelmiş aşklara inat,
Kurtuvada yankılanır kişişten teraneler,
Kitaptan çıkarılır tüm ilahi nefesler,
Eklenir her fermana ordan buradan sesler,
Ruh göğe yükselirken, alçakta alçak sesler.
Kurtuvalarda ölüm, kol gezer sinsi sinsi.
İnatla vuruyordu buz yoğrulu dalgalar,
Korkular kemiklere işlemiş herkes naçar.
Hükümler icradadır, denizlerde zar-u zar,
Olanlardan hiçbir şey anlamıyor yolcular.
Vuruyor sillesini berk, sularla karışık.
Kul mahremini saklar yüreğinde zebercet.
Nefesmidir, sıhhatmi, yoksa selametmidir acep.
Bir tohumdur hayat, düşer Dünya topraklarına.
Ya bir zakkum boy verir, yada tubayı Cennet.
Hayat bir nehir, gahi sel olur, bezende sebil.
Ey acı neredesin,
Yürekler bölük pörçük,
Yavruların yetim.
Yağan yağmur çöl eyledi vadiyi,
Toprak doğuramadı filizini ve hiddetle sarsılmakta,
Gözlerimiz ufukta asılı kaldı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!