Özleyince bakarım o fotoğraflarına kimi gün,
İçimi sen kaplarsın uçsuz bucaksız.
Bazen siyah beyaz bakarım ışıl ışıl rengine,
Mavi olur bazen gözlerin,
Bana yansır sıcaklığın sankim alev kızılı,
Ey doğduğum yer, doyduğum şehir.
Dolaştığım dağ ve bayır.
Gezdiğim çarşı.
Ne güzel günlerdi sizinle geçen
lakin zamanım doldu
üzülerek elveda
Dağılır ince ayaz ve dağılır sızılar,
Buz kırağı yürekler neme vurur duygular,
Alırda üzerinden gözü yaşlı tortuyu,
Sen başını hep dik tut da,
El kutlasın yortuyu.
Kaf dağından ileri varmaz masal kitabı,
Aşk cevherinin özünü bilmeden,
avucumda bulmamdı
cahilliğim.
Aşk, ne sarı saçlarına,
Nede ceylan gözlerineymiş.
Zaman ayrılığı çeyrek geçiyordu.
Ayrılık akıyordu gözlerimizden.
Kuşlar ayrılık ötüyordu.
Kız anadan, gece gündüzden, evlat anadan ayrılıyordu.
Sazın her teli ayrılık sesi veriyordu.
Dilim her cürümü eyler nakarat,
Kendi mücrim iken eder hakaret,
Bu asi kulunun günahın setret,
Belki denmez lafı söyledim bugün.
Seyrettim afakı bin gaileyle,
Bülbüle tan etme uçar sevdiğim.
Çatarsan kaşını kaçar sevdiğim.
Görmezse bir ümit bu gül bağında.
Alırda başını uçar sevdiğim.
Yüreği od olur başında karlar,
Baharın rengi açar yüzünde, bir sevinç anne.
Göz yaşın iz düşüm yağmurdan, bir ödünç anne.
Yüreğinde bin pınar çağlar, bir övünç anne.
Zatında rahmetin katresi var, bir gülüş anne
Kapılar var arkasında insanlar.
Yapılar var her yanında isyanlar.
Ardınsıra bakakalan düşmanlar.
İyi günde sığınılan kapılar.
Kapılar var arkasında hüzünler,
Gel haydi ey can, seni bekliyorum kavgasız.
Teslim olmuş yüreğim, inatla savunmasız.
Ben artık bir esirim, fikirden mahrum ruhsuz.
Eğer cellat sen isen, al bu canı kaygısız.
Vuranım sen ol tabi işte hedefindeyim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!