Günbozan çiçekleri aşık bir sabahta uykularından kabuslar içinde uyandı
kara düşler diyarında açlık üç yaşında çocukları kovaladı
kovan içi mermi duraklarında olasılıksız çetele kayıtları
ve saksafonu ile ihtiyar bir adam uçurumdan aşağı yuvarlandı
hayır, kararlı değildi o kadar da ölmeye
işini şansa bıraktı
hiçbir dağ gözlerin kadar uzak değil şimdi bana
hiçbir güneş lila rengine bürümüyor gökyüzünü
ve hiçbir dalga vuramıyor hüznümü karaya
köpük köpük dalgalandım
avuçlarının kokusu düşüyor aklıma
parmaklarının dokunuşu
Dondugunde orada olacagim
Islak Kayaliklarda bekleyecegim seni
kabuk bağlamış yaralarım
yüreğimi alacağım senden geri..
14.03.2008
Ne sesin çıkıyor.. ne bir e-mail.. dip..
Soo deep..
Tutuyorum kendimi..
Kendime rağmen seni aramamaya çalışmak..
Tükeniyorum..
Nasıl dayanabiliyorsun?
Gittiğinden beri
Sabırsızlık içinde bekleyişler
Yolculuklar tatsız
Aşklar kararsız
Gittiğinden beri
Bağrım ağrıyor..
Diyar diyar gezinen bir derviş gibi vurulup yollarına
Kaçıp gidiyorum yine
Uzak sandığım yakınlarına
Gidiyorum
Bebek Sesi.......
Bir bebek ağlıyor bir yerlerde.. çok uzak değil ses öyle yakın ki... oysa öyle uzak ki...
yeni doğmuş belli... bebeğin o ilk zamanlarındaki sesi... ilk zaman... ilk doğuş... kim bilir hangi loğusa memesiyle susturacak bebeği...
Anlayamıyorum, anlamlandıramıyorum hayatı
açlığın gölgesinde işil işil sokak lambaları
sokak lambaları altında kış yürekli kadınlar
kadınların gözlerinde ay parçası yalnızlıklar
yalnızlıklarında pişirilmemiş ıspanak yaprakları
Bilinmeyenler ülkesinin
bilinmeyen bir semtinde
bilinmezliklerle dolu yaşamlar var
bilinmeyenler ülkesinin
bilinmeyen bir semtinde
Minicik sırtında dünyayı taşıyan
Haylaz bir çocuk masalıdır benimkisi
Günce tutulmamış her dakikada
Unutulmuş nice saniyelerden ibaret
Tüm savaşlardan galip gelmişken
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!