hadi neşeli bir şeyler çal
beyoğlunda gelinliği ile koşsun genç bir kadın
keman sesinde yalnızlık var
hadi neşeli bir şeyler çal
kırılsın kısıtlı zamanları sevgili evrenin
Karanlığımın tadını çıkarıyorum
avuçlarımdan kum taneleri gökülüyor
martıların dilinde 'Mozart'
vokaller: deniz ve rüzgar
bir de ıslığım
sebepsiz ağıtlarımı düşünüyorum
gözlerim doldu
titreyen ellerimden
yere bir bardak düştü
her bir cam kırığında cesaret doğdu
teşekkür ufacık kaldı dizede
dize bir ömür oldu..
Mum ince ince yanıyor
sen susuyorsun
ben kahve istedim
sen abartıp duble rakı söylüyorsun
hem de susuz olacak
Kaçmak isteyip de oturduğu yerden kalkamayan bir insanın dermansızlığında
seni ve kendimi tüketiyorum
saatten birhaber
bir melodinin kavrayamadğım notaları arasında
sıkışıp kaldı yüreğim
ölesi sarılmak isteyip de
Yetişemedim kendimden ötesine
Kırılganlıklar şehrini boydan boya geçen tramvay yolu üzerinde kırık bebek kolları saçılmış. Kimin edasıyla uzansam da tutsam geceyi.. tutabilsem kendimi.. ve tutunabilsem ellerine.. hangi ucuz pazarlığın gölgesinde saklasam yitmişliklerimi..
Yürüyen merdivenlerin uğultusu idi kulaklarını dolduran. Saka’lar vardı dal uçlarına tünemiş. Hep mi bir karga gibiydi kaderin? Siyah ve çekindiğin.. Koşarak ne derece yakalardım yalnızlığımı? Dirseğini dayadığın iskele borularını? Tramvay usulca bebek kollarını yaladı.. üç adım ötene düştü penceremdeki saksı.. kafanı kaldırıp bakmadın bile.. ne yapmalıydı.. ne yapmalıydı da o incecik dudaklarında tomurcuklanmalıydı?
Bir sabah güneşin doğuşuyla doğdun
narin bir bahar esintisi gibi
hafiften salınarak
sise boğdu her yanı dudakların
bir cımcızın eksikti, aynan tamam
kırıldın,
Yandım
Yangınlar içinde yazgım
Yazgımda yalnızlığım
Yalnızlığımda sen
Sende hiç olamadıklarım..
icerimde martilar kanat cirpiyor..
senin (yuregimin) olman gereken yerde..
sabirsizca beklesiyorlar..
martilarin kanatlarinda deniz damlalari,
ayaklarinda kum taneleri
gozlerinde uzaklik..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!