kelimeler guruba
seyahatte
olmalıydı
yoksa ayaza vurmazdı
donup kalmazdı
Acı kızdırılmış yağ gibi dağladıkça kanı
Sızı azdırılmış boğa gibi düşürse de canı
İsyan yerleşip tene kırmızıya boyasa da tanı
Bakışlarca kuyular serin önüme yine de korkusuzum
Dil güneş tutulmasına denk kırgın şafağa
Sakın söyleme, sahteyse.
Dudaklarından pervasızca dökme.
Değerini bilmeden sebepsizce,
Seni seviyorum deme...
Seni seviyorum dedim diye,
Yavru bir kedi ürkekliğindeki güne yüzümü döndüm
Ucuna iliştirilmiş gece
Göz kırpar geleceğine
Ama ben sabırla büyüdüm
Uğraşma dedim hep
iki gözüm nurum
ekmeğim aşım suyum
nefesiyle coştuğum baharlara durduğum
gölgen olmama bile izin vermedin
ya güneşin bana inat en tepeye yerleşti
Sabır ektim son demime
Sabırsız iç çekişlere alışkınken
İdare ettim
Kıtkanaatlarla
Düne kadar gerçeğe bakmamışım
Sabrın ucundan damla damla sis akar
Sisler arasından bir muammalı sır bakar
Alır eline güneşimi kendinden çok yakar
Derim susun yağmurlar
Sırada gözyaşlarım yaralarıma tuz basar
Sevdiğim senin için
Yaklaşma cehenneme düşersin
Günah dediler
Bakmam görmem
Belki de hiç dokunamam
Ya bu yürek sesimi nasıl dinlemem
Sen hiç mutlulukla bakıştın mı
Hani elini uzatsan tutacakmış gibi yakın
Ama kayboluveriyor aniden
İçimde tarifsiz bir heyecan varken
Tek bir kirpik tanesi gibi
Rüzgarın sesine eziklikte gidiş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!