İlk parmaklarındaki hayat değdi ellerime
Senden önce vazgeçmişti
Senden önce sevinçlerini buza çevirmişti
Kabul etmedim
Meğer 'ilk ne yapıcaz' dediğinde
Bakışların ölüm kokuyormuş
Saçlarının güneş koktuğunu
Bakışlarına yıldızların doluştuğunu
Ellerinden bana bin çocuğun coştuğunu
Bilir misin
Dudağının her kıvrımından güller saçıldığını
Kalabalık odalardan
Tenhaya çıkışların
Bilmeyen gözlerden
Saklanıp kaçışların
Tekliğinde çınlayan
Efkarlı dağbaşı ayazı
Dünüm yok oldu
Bu günüm yok olmak üzere
Korkuyorum yarınımı yitirmekten
Sözün kısası
Tutsam da sımsıkı
Akıp gidiyor zaman
Bazen yirmidört senelik bir zaman olur gün
Ne geçer ne biter
Akreple yelkovanın yaptığı koşturmaca
Uzun soluklarla salınır kahroluşlarda
Dün uzak bir kıyıdır seneler önce uğranılan
Ve yok olmuşluğuna anılar sıkıştırılan
Korsan sinsiliğinde masumane yaklaşır akla ziyanlık
Bin niyaz sabırla dokunan
Rüyadır nakış yolunda
Tökezletir sermestliği sarsıntılarıyla
İnce bir ayar tutturulmuş ney sesinden
Ey sevgili
neden eskisi gibi değil sözlerin
hele hele o muhteşem gözlerin
ne diye bu denli değişti
içimde sana büyük bir aşk
Yüzümün her kıvrımı
Balkon camıma çıkmış gibi
En uzaktaki bulutun üstünden
Yakamoza baktıkça tene akanlar gibi
Sen mehtabımdın yarim söyle yürek neylesin
Bahçelerde salınan günebakanlar gibi
Sen güneşimdin yarim söyle yürek neylesin
Dalda minik tomurcuk gülde çiy tanesiydim
Ey yar
Sanadır bu figân
Sanadır yüreğimden akan
Varsın ya
Aşksın ya
Şanssın ya
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!