Hayat bana denk getiremesin diye kurşun gözlerindeki vurgunu
Zigzag çizip öyle koşuyorum bu yolda
Bir sağa bir sola
Guguklu saat sarkacı gibi
Ve usumda bu saatin yorulmaz guguğu
Aklına geldikçe bağırır kaybettiklerimin soluksuzluğunu...
önce
seslenmiş gölgeydi anı
taa içe işleyip
hissedilene şaşırttı
isimsizlikler geldiğinde göze
Sultan”ım
Sana bin ötesi özlem var şimdi içimde
Başlasam anlatmaya susamam
Tırnağının kenarındaki sertlikten tut
Dökülüp omzunda kıvrılmış saç teline kadar
Nasıl bir özlem çektiğimi anlatamam
geçti işte gece
öyle ya da böyle
açık gözlerimdeydi
sırtlanmış özlemini getirdi
karanlığı delen ay
Bir bakışa şahlanan şiirlerime
Gök yetmedi
Dudağının bal haline kamaşırken gençliğim
Her solukla bir mektup takıldı yürek telime
Her ne kadar habersizsen de
Emrindeki yıldızlar eşliğinde
Çizildin yine geceme
Ordan duyulmuyor mu
Kalbimin karmaşık suskunluğu
Avuçlarımda ki izlerimde
Saklanmak isteyişimle
dudak kenarından sarkar
kıristal kesiği kanlı şarkı
dile sarılır bin ahh
cımbız olur yürek
toplar bir bir çırpınışları
bir aşk var şimdi sapa sağlam ayakta
kılıcı elinde çevirmiş yüreğimi savaş meydanına
can özleri sıçramış her yere parça parça
bir akasma gibi sarılışının yanında
savaş kanıyla sulanmış aşk ak çiçekli göz alıcı
bir de ayak izleri var terkederken bıraktığı
gel demekle olmuyor
göze sitem yerleştikçe
söze sükut değmiyor
git demekle olmuyor
söze sükut yerleştikçe
Hayallerimin usta elinden çıktı manzara
Bir parmak şıklatması gibi
Bakışlarının ışığı delmeye başladı
Bir yanında uçsuzluk
Diğer yanda bir noktaya saplanış
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!