Bildiklerimi bilemezsin
Öğreneceksin
Ki sen de aldın bu sofrada yerini
Çeşit çeşit tatlarla değişecek yüzün
Yok oluşları
sessiz ümitlerden
bir tını beklerken
sabırla el ele
siyah tüle büründü
peçelendi gün
Az önce
Daha az önce
Bir saksıdan fırlayan yeşil başlı hayaldeydim...
Kanayanlar böldü hayallerimi
Yarım yamalak düşleri yarıp çıkan ifrit kokusu
Keskin bir zehir endamında
Perde! !
Bir sürü el sahneye ittirmiş gibi
Hızla aldı yerini
Yüzünde koca bir gülümseme
gün ağardı seni andım
yokluğunla kırgın candım
gece oldu geldin sandım
kalbimdeki aşkla yandım
ufuklara döndü gözüm
Hüzün akıtan tabaklarda
Ne tarhananın tadı var ne yoğurdun
Unutmuş hülyalı eller maharetlerini
Kaptırmış güzün sayfalarına ziyafetlerini
Oysa ki
Bir titreşim var havada
Bir de terk edişinin dokusu
Üzerinde gezdirince ellerimi
Sindi gidişinin morumsu soğukluğu
Bir sen var şimdi yastığımda
Karlı bir akşamdan kalmaydı aydınlığım
Ay ışığının beyaz yansımalarının kırılması
Geceden alınıp güne emanet
İzbe bir pencere düştü şansıma
Girebildiği kadarıyla da gün
Ellerin değdi büyüdü göğüm
Şimdi yoksun
Önemli mi zannediyorsun
Sevdim belki delice
Ama anladım yanılgıymış sadece
Sana senin gibisi lazımmış
Sayamadığım sabahların kollarında zifiriyim
Serinliklerinin söylediği ninniler
Bana seni getirmediler
Geceleri kovaladım
Gecelerce kovalandım
Ve hep bir yaraydı aldığım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!