Gaz lambasında alev
Alev alev büyüdü aşk
Ağırlaştı bulut, yoruldu gök
İkiye bölündü yalnızlık
Portresi asılırken nemli duvara
Düğüm düğüm, kördüğüm
Yarınların canı dar
Kaynıyan kazanda şüpheli ısı...
Kırk gün, kırk gece düğün
Bir bıçağı tutan iki elle kesildi pasta
Bir damat, bir de gelin ağızlarını tatlandırdı
Romantik müziğin eşliğinde...
Susturulmuş çocuk seslerinde
‘Bir taşla iki kuş vuruldu’
Çocuklar büyüdü sesler kısıldı
Odaya kilitlenmiş oyuncaklar
Elden ele çocuklara uzatıldı...
Atın terkisinde bir çift yürek
Pusulasız bir hayatın içinde dörtnala
Gelinin aklı geride bıraktığı hayatta
Damadın rengarenk düşlerinde med-cezir
Yokuş-iniş demeden, iki hayat bir atın terkisinde
Sessizliğin kulaklarını çınlattılar!..
At yoruldu, havası ağırlaştı duyguların
Korkutulmuş yasak düşler eşliğinde
Uğultusu börtü-böceğin karıştı nal seslerine
Ürkek atın terkisinde kalmadı heyecan...
Eskiden bir duruşu olurdu yarınların
Akan suyun sesine bırakmazdı zaman kendini
İnanılırdı güneşine nisan yağmurlarının
Henüz çiy düşmemiş olsa da
dört yapraklı yoncasına hayatın
Aşkın asaleti gözlerinden okunurdu...
Rukiye Çelik
2 Mart 2024
Rukiye Çelik
Kayıt Tarihi : 2.3.2024 12:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!