Gül-i Rahşanıma bir nur yakışır.
Bu nur sade yalnızlığa alışır.
Eyleme Pirim sıdkına karışır.
Sana yaraşan seninle yaşlanır.
Seyreylerim de alemi bulamam.
Selam ile gidenlere selam olsun.
Ölüm ile ölenlere selam olsun.
Ölüm senden seni bulmadan öldünse,
Eceli dost bilenlere selam olsun .
Seni sende, beni bende aramayın.
Halimi bir ben bir Çalab bilir.
Biz bir sözün özünü bilelim.
Helali Haramı tek Hak bilir.
Biz yananı söneni bilelim.
Söylenmeyen söze şer bulanır.
Topraktan geldik gene toprağa gideriz.
Kibir ile gözü dönen şeytana değil.
Şakirden bildik deyi şekkara gideriz.
Başına geleni hak bil, beladan değil.
Hay'dan geldik, nefeslenip Hu'ya döneriz.
Şah bilene aşk verilmez.
Aşk bilene söz edilmez.
Söz edene yâr biçare.
Yâr sözüne hak istemez.
Canım da kanım da feda.
Göz bakmak ister meftaya.
Ya onu yakan kim idi?
Bir kulaç atmak deryaya,
Ya ona sebep ne idi?
Sus bilmez gönül feryada
Dar-u ukbaya varanda, gâhî mevlâya müştak.
Sahbay-ı aşka çıkanda, cari defteri uşşak.
Harabat ehli gelende, nefha katreyi kandan…
Zaikatül mevt şahsında, Şah-ı Kebiri nihan.
Âşık Şah-ı Kebir
Eden bulur dünyasında,
Çok kınayan çok sınanır.
Bu garip dünya hanında,
Nice bedbaht, saz ırlanır.
Şâh'ım ettiğini buldun.
Cânı cânana salan, cânanı câna varan,
Hakkı Çalab'a kalan, hâlıkı bende sanır.
Derdi ile dertlenen, kendi için ter döken,
Sabrına erdim diyen, narda kul oldum sanır.
Beklerim, bakarım Pir gelmez.
Havaya suya gönül vermez.
Hakkı kadri boşuna yermez.
Sezerim, sorarım nar etmez.
Varıp gönlünü hoş edeyim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!