Çok sevdim, hadi ez yüreğimi ama utandırma!
Sarıldım, zaman denizin de yosun kokan bağrına
Acı veren karanlığa, çok üşüyorum.
Boğsan da vaz geçmez bil ki şu içimde!
Bana ait olmayan kalbin direnişi, beni sende sessizce tutan.
Canı acıtmayan sevmenin bedelidir, sevgi o kadar kutsal.
Önce mutlak bir bağdı, hayranlıkla sevilen;
en güzel düşlerin alakasına giren bir heves
bir ittifakı daha nasıl anlatsın o güzel neşe
öyle bir tad; ne onda vardı, ne bunda vardı.
Eski bir çağ masalın da bir ceylan derisinde anlatılı
Öyle bir yalan ki bu;
Seni seviyorum! Diye
Öyle bir şeyki işareti sensin…
Kendime yetmez oldum ya
Sildim bütün heceleri
Cümlelerim daraldı.
Heyyy...
Ara gibi bir şey
bir zarar bir ziyan var!
Uza gibi bir şey
usul bir tuzak var.
Neticeden çıkan gibi
Anlamsız duygular bulur, not düşersin
Bir meczup olabilirsin satır satır yazıda!
Akılsız cürümler işleyip, kıyam ettiğin
Pek bir katilisin ruhun kanlı pusularda.
Herc ettiğin mısralar şiir olacak değil!
Sücud et evveli sen şu ruhun hakkıyla.
Herkes sevebilirdi bir canı,
herkes boşluğuna canlar aradı
ne biliyim!
Varsa eğer hükmün üstümüzde yetkisi
uğraştırma bizi hiç sahte yüzlerle,
yaz gitsin, çiz bitsin! ..
Ben yutuyorum artık kelimeleri
unutmak kanlı bir baskın, katlime azmetmiş.
Bu defa; esastan geçiyor zorumu,
temiz bir son istiyorum dudaklarıma yakışan!
Sen çekersin ipimi
bir uçurum olur bu bana
Daha kaç defa duyacaktım aynı tavırla savrulan
Yalan rüzgârında kalmış o devrik cümleleri.
Nefretin kasırgasına mağlup olmam mıydı zaferin
Susmak istiyorum artık konuşmadan çekip gitmek.
Sana bir damla gözyaşı dökmeden bu gönül
Suskunluk içinde ebedi mezarına koşacak.
Hele dur! Bir adım gitme. Tuhaflığım düşmedi henüz gölgene.
Bir kılıç boyu daha uzanmadık. Kınında dursun dil, kaleme sarılmasın!
Güneş gibiyim bu vakitler, kâğıtlarını yakar içimde ki öfke.
Bu demsiz zamanlarda, her mısra silinir. Ziyan olur kâğıtların.
İstersen uzatalım, hecelerin üstünde tutuşalım savaşa
Çek hadi tümlecini, savur özneme, sıfatının tuzağına hazırım!
Aslındalarla başladı temiz bir sayfada, bambaşka bir hikâye
Ne söz yetiyordu ne uzun cümleler anlatmaya, o her şeyiyle farklıydı.
Uzun cümlerle gelindi bir tığ işçiliği gibi oya gibi inceden
Kaderin hakkını vermek lazım, oda atmıyordu tek bir adım
Kendi kadar güzel kendi kadar özel tutuyordu her şeyi.
Suç kalemin değil, ona hükmeden aklı gitmiş bir yüreğin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!