Kaldım uzun gölgelere
artık
utanç bile acının evrimin de hafif geliyor.
Yıkamıyor hiç bir tövbe
hiç bir dua, hiç bir inanç, hiç bir, hiç
acıtmıyor canımı gözyaşlarım.
Bakıyorsam eğer pencereye, camın soğuk yüzünde eriyen
Çığlıklara; iki adım uzak duruyorsam, içimdeki ürpertiden.
Uzanıpta dokunmadığım bir bakış mesafede, gördüğüm neydi?
Beni en derin karanlıklar da sonsuz korkulara sürükleyen.
Ucuz ve kalitesiz boyalardan dökülen karanlığımsın işte!
Gölgeler gezer duvarlarımda, ben senden nefret ediyorum.
Sen diye, sen olan, senin!
Sahiline dökülseydi ömrüm, uzun yollarımdan süpürdüğü
Alüvyonlarımı saçsaydı gönlünün, tam o mahreç yerinde.
Vaktin gün batımına denk, şu göğün bütün kızıllığı içinde
Ah mercan bakışların da yârim, beni koynun da eritseydin.
Tozunu aldığın camlar misali
O kadar kirlenmiş kalbimin içi.
Her derdin hazanı vurmuş tenimde
O camdan daha çok muhtacım sana.
Otursan geceye padişah gibi
Son... Her şeye bir kaç dakika, bir kaç...
Belki, saniyeler gibi gölgelere oturmuş;
bakışımı süsleyen, boyalarımı döken o
anlarımı tokatlamış, şu yüzsüz sarkaç!
Sesinden nefret ediyorum, ''seni'' astığım için duvara
Kendimi affedecek zamanı bırakmamış.
Sadece bir mürekkep değil, gördüğün bütün bu harfler varya!
Sana zerk olmuş ruhumdur, üstüne yazdığım o kâğıt sensin.
Bir pul kadar olmuşsun ne yazar! Merak etme, aşk inceltir beni
Sığarım! Her tümce ve her cümleyi dökerim ben, sakın kırışma!
Yüzün samanlı bir kâğıt kadar solgun bu son zamanlarda.
Ah be aşkım, ne var sanki bu kederi o kadar büyütürsün
Bütün kıyıları senle çevrili
Öyle bir toprağa bıraktın ki
Sadece şavkında değil kalbinin
Gündüz güneş, geceler ay
Semada gül yüzünde vardı.
Sapına düştüm perde perde, hicranda beni yaz
Gel vur mızrabı, aşikâr olsun, elinde inlesin saz.
İçimde hiciv var, gülerken ağlarım, olsun da biraz
Titresin yüreğim, ağlasın gözlerim, vurda inlesin saz.
Makamı gir, usul sofyan olsun, çıkarsın meyanda
Sen varında havl et! Ben yokumda direnirim!
Biz; yok’u vatanda bildik, babadan değil.
Bu topraklarda âşık’a değerde yoktu
O gün
Bir ağıt ile kapı kapı gezen âşıkları da bilirim.
Ve
Beklenmiyorsa giden
Son verildi gelişin dilde ki işine.
Af bir ömürlük sürüldü yürekten
Gözyaşı Sina'da güneşe serildi.
Söz olsun dile o söylesin
Gün batar saatler çok kısa
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!