Memleketimde çok güzel bir deyiş vardır,
Ayrılık; ecelsiz ölümdür derler,
Ne bir cisim kalır sevenden geriye,
Ne de esamesi okunur aşkın,
Bir ufak vedadır geriye kalan.
Eskisi gibi șiir yazamıyorum artık,
Duygularım öyle yoğun değil,
Kor alevde yanmaktan bu canın,
Eti derisi gitti, kemiği kaldı.
Bilmem bu ne çetin imtihandı.
Bu soluk kesilebilir,
Sönebilir bu ocak,
Ancak așkın kardelen,
Varsa eğer sonrası,
Sonrada bir yerlerde
Seni bekleyecek.
Gözüne çarparsa bir garip mezar,
Taşı yok, adı yok, iz yoksa eğer,
Düşerse üstüne ölü yapraklar,
Üzülme sevgili, beni hatırla.
Akıp gider hayat avuçlarından,
Elim kolum bağlıyken gurbette,
Nereye baksam bir çaresizlik,
Her lanet olası yerde,
Sensizlik...
Önüm, arkam, sağım, solum,
Çık artık aklımdan!
Beni unutamazsın,
Bir rüzgar eser hafif ılık,
İçin ısınır adımı anarsın,
Beni unutursan donarsın,
Beni unutamazsın.
Yaşamak laneti ömrümde gezerken,
Bir ahunun hasreti derimi yüzerken,
Ölümün gözleri canımı süzerken,
Ben yine sadece sana vurgunum.
Dostlar hançerini sırtımda bilerken,
Hava hafif serin,
Biliyorsun Eylül,
Sokakta araç sesleri,
Bazen araplar geçiyor bağırarak.
Yatakta uzanmış tavanı izliyorum,
Sabretmeyi erdem, beklemeyi araç,
Dertli günler görmeyi kader sanmıștım,
Velhasıl sonu yokmuș bu pis çukurun,
Çakılınca çilem de biter sanmıștım.
Meğer hayat epey önümde koșarmıș,
Bunca keşke ve maalesef ile,
Bilmem nasıl böyle yaşıyorum ki,
Omzumda hayat denen şu illeti,
Bilmem nasıl böyle taşıyorum ki.
İnsanoğlu haindir derlerdi hep,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!