Sen Türk kızısın unutma!
Başın Ağrı kadar dik,
Heybetli, vakur.
Yüreğin Fırat kadar deli,
Fırat misali coşkun.
Ve sen İstanbul kadar güzelsin...
Sevdan uzakta benden, çok uzaklarda,
Yalvardım yakardım geri dönmüyor.
Yüreğim sayende hep tuzaklarda,
Yanıyor şu gönlüm asla sönmüyor.
İsyan kokar oldu bütün sözlerim,
Bir türkü söyle bana,
Şu dadaş ellerinden.
Dadaş misali sert
Dadaş misali mert olsun.
Çınlasın kulaklarda,
Yüz değil bin yıl sonra
Gözlerin ki öğretti yüreğime sevmeyi
Ve yüreğin, gözlerime gülmeyi.
Bil ki bitanem dünyalara değişmem,
Gözyaşlarını dudağımla silmeyi...
Dün gece –hayır olsun- rüyamda ben,
Harap olmuş bir mezar taşı gördüm.
Elde kırık silah, elbisesi kan,
O dağ gibi şehit kardaşı gördüm.
“Nerede can verdiğim vatan” dedi.
Bir gün seni sevmeyeceğim,
Ne hasretin ağlatacak beni,
Ne aşkınla delireceğim.
Unutacağım gözlerini ne renkti,
Nasıldı saçların.
Özlemeyeceğim gittiğin zamanları,
Bir sahil köşesinde olsam
Hayalimde sen; gözlerimde batan güneş…
Dalsam gitsem uzaklara,
Ağlasam ve yine ağlasam
Ve yine…
Kapanmaz açtığın yara.
Yıl bilinmezde,
Yol dönülmezde iken,
Bir masal oldu hayat...
Öyle bir masal ki ne kaf dağı var.
Ne ardında zümrüdü anka;
Yalnız hüzün kaldı,
Ve ölüm geldi...
Bir kuşun kanadında,
En yücelerden,
Gizemler ülkesinden...
Bir beyaz kuş
Ki kanadında siyah bir geceydi ölüm.
Mecnun’un gönlünden Leyla’sı geçti.
Yunus’un aşk denen rüyası geçti.
Gamlı baykuşların tasası geçti.
Bak sevdan geçmedi, kara gözlü yâr.
Ferhat delmez oldu yalçın dağları,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!