Bir destansın Anadolu,
Kara bağrın şehit dolu.
Kars, Ardahan, Sivas, Bolu,
Bir bahçenin gülleriyiz.
Ha Sünniyim, ha Bektaşım,
Sen “sevdaca” bilir misin?
Uykusuz geceyi,
Bitmemiş heceyi,
Kül olan niceyi...
Yani sevmeyi bilir misin?
Mecnun’u duydun mu hiç,
Sana bu şehri armağan ediyorum,
Al götür ürkek güvercin,
İçinde sen olmasan da,
Sokaklarında çınlamasa da sesin,
Yürümesen de caddelerinde,
Olmasa da ayak izlerin,
Gün gelir,
Bülbül gülünü,
Arı balını, yolcu yolunu unutur.
Ben hep seni ararım.
Beklemez olur gözler yollarda,
Kalmaz o yüce sevdalar,
Bir seni sevdim,
Kendimden daha fazla,
Bir sana yandım,
Cehennemlerin ortasında,
Zemherideyken yüreğim.
Bir sana üşüdüm,
Unutmak kolay dediler,
Ben de zor olanı seçtim.
Sevda derin çay dediler,
Sevdiğim var diye geçtim.
Anlamadım ben huyunu,
Bir gariban nine,
Ağlıyor yaşlı gözlerle,
Toprağı sıcak bir mezar başında.
Dilinde yanık ağıtlar,
Bir oğlu varmış yirmi yaşında.
Adı Seyit;
Bir gece yarısı,
Şafaklar atarken kızıllıklar ardında,
Gelin götürün beni,
Asın öldürün,
Kan ağlayan yüreğimi...
Akmasın artık yaşlar gözümden,
Sana şarkılar yazıyorum güzel kız,
Hiç duymadığın notalarla.
Bir nihavend oluyor, bir kürd-i hicazkâr,
Ama hepsinde senin ismin,
Hepsinde yüreğin var.
Yoruldum yorulmaktan
Şifa senden Allah’ım
Ezilip kırılmaktan
Deva senden Allah’ım
Haşa yok şikayetim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!